Kanser, gelişen tıp teknolojisi ve çalışmaları ile birlikte giderek daha az tehdit edici hale gelse de hala bu rahatsızlık dünya çapında en büyük ölüm sebeplerinden biri. Bu nedenle önleyici bir yaşam biçimi, kanserden uzak durmanın anahtarı oluyor. Sağlıklı olarak bilinen bazı besinler ise doğru tüketilmemesi durumunda bir kanser tetikleyicisi olabiliyor.
Kanser gelişimi ve beslenme arasındaki ilişki, keskin bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu nedenle milyonlarca insan, beslenme sistemlerindeki değişiklik ile kanser rahatsızlığından uzak kalabiliyor. Kötü beslenme nedeniyle ortaya çıkan kanserler ise genellikle sindirim sistemine bağlı olan organları etkiliyor. Bu noktada en büyük suçlular ise işlenmiş ve rafine edilmiş gıdalar olarak belirleniyor.
Gut Health Clinic adlı bir merkezde uzman diyetisyen olan Josie Porter, bazı sağlıklı olarak bilinen yiyecek türlerinin de kişinin sağlığında bir o kadar tehdit edici olduğunu belirtti.
Lancet Journal, fermente gıda ve içeceklerin kontrollü mikrobiyal büyüme yoluyla üretildiğini belirtiyor. Peynir, turşu gibi fermente gibi gıdalar, önemli bir fermantasyon sürecinden geçer. Sıklıkla sağlıklı olarak değerlendirilen bu gıdalar, fermantasyon süresi boyunca kullanılan bileşikler nedeniyle mide kanseri riskini artırabilir.
Yapılan epidemiyolojik araştırmalar, günlük olarak yenilen 20 gramdan fazla turşunun mide kanseri riskinin %9 oranında arttığını ortaya koydu. 2005 yılında World Journal of Gastroenterology'de yayınlanan bir çalışmanın yazarı; Kimchi (bir çeşit lahana turşusu) ve soya fasulyesinde bulunan fermantasyonla artırılmış tuz ve bazı kimyasalların, mide kanserinin gelişiminde önemli rol oynadığını belirtti.
Yüksek miktarda tüketilen sodyum, mide zarında neden olduğu tahriş nedeniyle vücuda zarar vererek kanserojen bileşiklere karşı daha savunmasız getirir. Üstelik bazı araştırmalar, bu fermantasyon sürecindeki bir yan ürün olarak ortaya çıkan etil karbamatın da endişe sebebi olduğunu ortaya koydu.
Porter, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda bu bileşiğin kansere veya kanserojen denilen bir yapıya neden olabileceğini bulunduğunu açıkladı. Gıdalardaki kanserojen madde bilgisi yeni olmasa da bu konuda daha ayrıntılı bilgiye ihtiyaç bulunuyor. Örneğin; bazı yiyeceklerin yüksek ısıda pişmesi veya kızartılması gibi pişirme yöntemleri de bu kanser riskini artıran etkenlerden biri.
Fakat fermente gıdaların insan sağlığına zararlı olup olmadığını doğrulamadan önce daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu, tüm bilim insanları tarafından bilinen bir gerçek.
Genel anlamda, kefirde bulunan kalsiyum ve probiyotik birlikteliği veya ekmekte bulunan lif ve B vitaminleri gibi içerdikleri diğer besinler nedeniyle, orta düzeyde fermente edilmiş gıdaların sağlığa katkı sağladığı görülüyor.
Uzmanlar, bu süreçte soya sosu içeren, doymuş yağ içeriği yüksek veya tuz oranı fazla olan gıdalardan daha az tüketilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.
Ayrıca daha fazla besleyici seçenekler için kepekli tahıllar, meyve, sebze, otlar ve baharatlar gibi antioksidan açısından zengin olan diğer besleyici gıdaları bir araya getirdiğinizden de emin olmak son derece önemli konuların başında geliyor.
MİDE KANSERİ NEDİR?
Araştırmacılar, bazı tahminlere göre, mide kanserinin kanser çeşitleri arasında en yaygın ikinci form olduğunu belirtiyor.
Özellikle beslenme alışkanlıklarının hastalığın gelişiminde oldukça önemli olduğu bilinirken, salamura edilmiş, tuzlanmış, tütsülenmiş ve tuz yönünden zengin yiyeceklerin artan kanser oranları ile ilişkili olduğu biliniyor.
İstatistiklere göre dünyada her 5 kişiden 1'inin hayatının bir döneminde kanser teşhisi aldığı düşünüldüğünde beslenmenin ne kadar hayati bir konu olduğu da öne çıkıyor. Bu teşhisler arasında sıklıkla görülen mide kanseri ise önleyici birkaç alışkanlık ile tamamen ortadan kaldırılabilme ihtimali barındırır.