Bilim kurgu filmi gibi gelse de Dünya'nın en ünlü şehirleri sular altında kalabilir. Yükselen deniz seviyeleri ve güçlü fırtına dalgalarının sonucunda sular altında kalabilecek bu şehirler, her geçen gün daha büyük bir tehdit altında. Peki bu şehirler hangi ülkelerde yer alıyor ve aralarında Türkiye var mı? İşte cevabı…
Sel, kuraklık veya yangınlardan doğrudan etkilenmiyorsanız iklim değişikliği uzak bir sorun gibi görünebilir. Ancak tam olarak göremiyor olmak, gerçek olmadığı anlamına gelmez. Etkilerini aslında hissediyoruz ve dünyayı, her seferinde bir kıyı şehri olmak üzere yeniden şekillendiriyorlar.
Deniz seviyeleri yükselmeye devam ettikçe, kara ile okyanus arasındaki çizgi bulanıklaşıyor ve tüm toplumları riske atıyor. Dünya genelindeki kıyı şehirleri, sonsuza dek dalgaların altında kaybolmaya yaklaştıran belirsiz bir gelecekle karşı karşıya. Peki en büyük tehdit hangi şehirlerde?
SAVANNAH, ABD
Savannah ve Ogeechee nehirleri arasında yer alan Savannah, büyüleyici bir şehir. Ancak kasırgalar daha şiddetli ve seller daha sık hale geldikçe, bu tarihi kasaba yakında her tarafta yükselen gelgitlerle mücadele ederken bulabilir.
2050'ye gelindiğinde Savannah'ın her yıl ciddi bir sel felaketi yaşayacağı tahmin ediliyor; yüzyılda bir görülen bir olay, artık her yıl tekrarlanıyor. Sular yükseldikçe, Savannah'ın manzarası bataklıklar ve su altında kalmış bir yapıya dönüşebilir ve şehri sonsuza dek değiştirebilir.
KALKÜTA, HİNDİSTAN
Kalküta'nın canlı sokakları ve yüzyıllardır süregelen kültürü, Batı Bengal'in bereketli manzarasıyla iç içe. Ancak iklim değiştikçe, bu nimet bir lanete dönüşebilir. Muson yağmurları giderek daha da şiddetleniyor ve bir zamanlar onları emen toprak artık su altında kalma riskiyle karşı karşıya.
Yükselen deniz seviyeleri ve amansız fırtınalar, Kalküta'nın geleceğini batan bir gemiye benzetebilir. 2100'e gelindiğinde, geniş alanlar sular altında kalabilir, milyonlarca sakini iç kesimlere itebilir ve bir zamanlar onu tehdit eden sularda gelişen bir şehri geride bırakabilir.
ROTTERDAM, HOLLANDA
Rotterdam, Amsterdam ve Lahey ile birlikte, karmaşık set sistemine güvenerek her zaman deniz kıyısındaki ilgi çekici kentlerden biri oldu. Ancak Kuzey Denizi giderek yükselirken, su yönetiminin ustaları olan Hollandalılar bile amansız bir düşmana karşı zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya kalacak gibi görünüyor
Bu şehirler uzun zamandır taşkın savunmalarına karşı büyük bir deneyime sahip, ancak yükselen deniz seviyeleri tüm bu savunmayı alt üst edebilir. Üstelik ülkenin %26'sı halihazırda deniz seviyesinin altında, bu setler dayanamazsa Hollanda iklim değişikliği nedeniyle ülkenin neredeyse dörtte birini kaybedebilir.
VENEDİK, İTALYA
Kanallar şehri Venedik, yükselen denizler ve kademeli çökme iki farklı sorunla mücadele ediyor. Bu İtalyan şehri için iki kat sorun anlamına geliyor. Zaten sık sık yaşanan sellerle boğuşan Venedik'in büyüleyici su yolları yakında taşabilir ve bu simgesel şehri gerçek bir Atlantis'e dönüştürebilir.
NAGOYA, JAPONYA
Japonya'nın endüstriyel güç merkezi Nagoya, Nagara ve Kiso nehirleriyle çevrilidir ve bu da onu tayfun mevsiminde taşkınlara karşı özellikle hassas hale getirir. Japonya'nın bu tür tehditlerle mücadele etmek için sağlam bir altyapısı olsa da, yükselen deniz seviyeleri ve yoğun fırtınaların birleşimi endişe verici bir tablo çiziyor.
Özellikle Nagoya'nın batı kısımları, kendilerini gelgit çizgisinin altında bulabilir ve hareketli mahalleleri su basmış alanlara dönüştürebilir. Japonya ekonomisi için kritik öneme sahip bir şehir için riskler yüksektir ve iklim değişikliğiyle mücadele bir hayatta kalma mücadelesidir.
HAMBURG, ALMANYA
Almanya'nın ikinci büyük şehri ve Avrupa'nın en yoğun limanlarından biri olan Hamburg, su yollarına derinden bağlıdır. Şehri besleyen Elbe Nehri artık büyüyen bir tehdit haline gelmiş durumda. Deniz seviyelerinin yükselmesiyle birlikte Hamburg'un alçak bölgeleri artan su baskını riskleriyle karşı karşıya.
Taşkın bariyerleri ve gelişmiş drenaj sistemleri şehri uzun zamandır korudu, ancak iklim değişikliği hızlandıkça bu savunmalar yeterli olmayabilir. Yüzyılın sonuna doğru Hamburg, simgesel liman kenarı mahallelerini ve canlı kültürel simgelerini riske atan sık ve şiddetli taşkınlarla karşı karşıya kalabilir.
MARSİLYA, FRANSA
Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki Marsilya, güneşli limanı, tarihi mekanları ve hareketli limanıyla bilinir. Ancak, bu canlı şehri tanımlayan sular aynı zamanda onu tüketmekle de tehdit ediyor. Yükselen deniz seviyeleri ve fırtına dalgaları, Marsilya'nın büyüleyici sahilini yüksek riskli bir sel bölgesine dönüştürebilir.
Şehrin kıyı şeridi erozyona ve su baskınına karşı özellikle savunmasızdır ve projeksiyonlar 2100 yılına kadar alçakta kalan alanların önemli bölümlerinin risk altında olduğunu göstermektedir. İklim değişikliği kontrolsüz bir şekilde devam ederse, Marsilya kıyıları yeniden şekillenebilir, toplulukları yerinden edebilir ve bu antik şehrin varlığını değiştirebilir.
Çözüm
İklim değişikliği sadece soyut bir kavram veya uzak bir tehdit değil, her gelgitle yaklaşan mevcut bir tehlikedir. Bu şehirlerin gösterdiği gibi, yükselen deniz seviyelerinin etkileri hem anında hem de derindir, kıyı şeritlerini yeniden şekillendirme ve milyonları yerinden etme tehdidinde bulunur.