Ben özellikle pandemi sonrasında sürdürülebilirlik bakış açısıyla moda yapılabileceğine inananlardanım. Sürdürülebilirliğin, hızlı moda markalarının 'reklam ve pazarlama taktiği' olarak kullandığı bir kelime olmanın ötesine geçebileceğine de inanıyordum. Hâlâ da inanıyorum. El işlerinin yükselişi ya da uzun bir duraklama döneminin ardından vintage ve ikinci el piyasasının patlaması da tam olarak benim gibi düşünenlerin çoğalmasından kaynaklanıyor. Belli bir zümrenin daha çok kazanabilmesi için çalışanların daha zor koşullarda ve az paralara çalışmasının da biz tüketicilerin fahiş fiyatlara satın alma yapmasının da hiç bir anlamı yok.
DANTEL MASA ÖRTÜSÜNDEN ELBİSE
Tüm yaz boyunca sosyal medya hesaplarında insanların eski dantelleri toplayıp bunları etek, elbise ya da bluzlarına detay olarak kullanmasına şahit olmuşsunuzdur eminim. Ya da sosyal medyada mücevherden saate, aksesuvardan giysiye kadar ikinci el satış yapan ne kadar çok hesap olduğunu fark etmişsinizdir. İnsanların artık kullanmadıkları moda parçalarını bundan 10 yıl önceye kadar çok daha kolay bir şekilde bir platform üzerinden sattığını, birçok insanın da yine bu platformlardan çok rahat bir şekilde alışveriş yaptığını görüyorsunuzdur. Bundan 10 yıl önce bir davet için tek gün giyeceğiniz bir kıyafeti kiralamak şaşkınlıkla karşılanıyordu. 'Başkasının kıyafeti'ni giymek garipti. Vintage ürünler için 'eski-püskü' deniliyordu.
Z JENERASYONUYLA DEĞİŞTİ
Oysa Z jenerasyonunun anlamsız paraları kıyafet ve aksesuvarlar için harcamak istememesinin de etkisiyle çok daha fazla kişi elindeki her şeyi sadece bir süreliğine kullanıp elden çıkarma fikrine alışmış durumda. "Üzerimdeki vintage bir parça" derken herkes gururlu. Hollywood dünyası bile kırmızı halıda lüks moda evlerinin arşiv koleksiyonlarından parçalarla arzı endam etme fikrine alışmış durumda.
Yeni nesle önderlik edenler lüks markaların son koleksiyonlarından 'çılgınca' alışveriş yapanlar değil. Ya tasarıma kıymet vererek akıllıca alışveriş yapıyorlar ya da günlük hayatlarında vintage mağazalardan ürün satın almayı tercih ediyorlar. Bu durum lüks moda evlerini ve lüks markaları kendi çatıları altında toplayan mağazaların da yönünü değiştirmiş durumda. Artık birçok lüks markası kendi vintage parçalarını toplayıp, satışa sunuyor. Ya da ikinci el platformlarıyla özel anlaşmalar yaparak orada orijinalliği onaylanmış ürünler satılmasına aracılık ediyorlar.
ARŞİV PARÇALAR YENİ İLHAM KAYNAĞI
Arşiv parçaların daha önce hiç olmadığı kadar sokaklarda dolaştığı şu günlerde tasarımcılar ve modaevleri koleksiyonlarına bizlerin ikinci el ürünlerinden ilham alan parçalar koymaktan da geri kalmıyor. İçinizden "İdil en sonunda bu haftanın konusuna gelebildin" dediğinize eminim. Tek tek modaevi, tasarımcı ve model ismi saymayacağım. Hepimiz yani modayla az çok haşır neşir olanlarımız özellikle 20 sene önce piyasaya sunulmuş çanta modellerinin markalar tarafından şu an yeniden yorumlanıp satıldığını görüyoruz zaten. O zaman farklı senelerden, farklı dönemlerden ilham alarak bu sonbahar-kış koleksiyonunda yeniden hayatlarımıza giren çanta modellerine hep beraber bakalım. Size tavsiyem bu modellerin orijinallerini bulup satın almanız.
ZENGİN SÜET
Bir zamanlar bohem tarza sahip kişilere mahsus olan süet çantalar, birkaç sezondur kalıcılığını kanıtladı. Pürüzsüz siyah deriye cazip bir alternatif olan çikolata kahverengi süet, kullanım maliyetinden ödün vermeden lüks bir his veriyor. Tabii ki süet çantalar düz derilere göre daha çok ilgi ve alaka istiyor. Onları yağmurlu havalarda kullanmak zor. Ama sezon boyunca sadece bir tek çantayla sınırlı kalmayacağınızı düşünecek olursak en mantıklı yeni çanta modeli de kesinlikli süetlerden çıkıyor.
YILAN BASKISI
2025 ilkbaharından bu yana süregelen bir trend olan yılan deseni, sonbaharda da hakimiyetini sürdürüyor. Hayvan deseni tüm lüks moda markalarının koleksiyonlarında neredeyse her yerde ve akla gelebilecek her desende karşımıza çıktı.
ÇAPRAZ ÇANTA
Her zaman için en pratik ve işlevsel çantalar kesinlikle çapraz çantalar. Ama sezondan sezona bu çantalara olan ilgi ne yazık ki azalıyordu. Oysa birçok modaevi bu sene deri çapraz çantaları yeniden yorumlayarak koleksiyonlarına sokmuş durumda. Bu tarzın sadeliği ve rahatlığı karşısında heyecanlanmaktan kendimizi alamıyoruz.
MAKYAJ ÇANTASINDAN FARKSIZ
Mücevher kutusu gibi görünen çantalar sonbaharkış sezonunda podyumlarda boy gösterdi. Özellikle Fransız lüks modaevleri bu parçalara koleksiyonlarında geniş yer verdi. İçinde bir minik ayna ile çoğu zaman tamamlanan bu çanta modelleri bizleri adeta 1920'li yıllara ışınlıyor. Bu modellerle hayatın içinde yoğun bir güne adapte olmanız çok da kolay değil ancak bir kere alıştığınızda da vazgeçmeniz imkansız.
KOCAMAN, YATAY, AKSESUVAR DETAYLI
Çalışma hayatında olan biz kadınları kurtaran bu kocaman modeller yeniden modaevlerinin gözdesi olmuş durumda. 2002'li yıllarda çok popüler olan bu modellerin benzerleri hatta birebirleri şu an mağazalarda yeniden satışa çıkmış durumda.
ÜSTTEN SAPLI EL ŞIKLIĞI
Bu sezon üstten saplı şık çantalar yeniden ön plana çıkmış durumda. Birçok moda evi bu elde taşınan şık ve 60'lar ruhuna gönderme yapan modellere koleksiyonlarına yer verdi. "Günümüz dünyasında oradan oraya koştururken bu zarif çantalarla ne yapmamızı bekliyorsun?" derseniz size hak verebilirim. Ama şunu söylemekten de geri kalmam "Bazen de bir tek aksesuvar ile sadece kombininiz değil sizin ruhunuz da değişir" yani belki de o eski zamanlardaki hemcinslerimizin havasını az da olsa hissedebilmek için bu tarz bir çanta taşımaya hepimizin ihtiyacı var.