"Alan el" ile "veren eli" buluşturan vakıf geleneği, Türk-İslam tarihinde Osmanlı döneminde zirve yaptı. Hastaların bakımından hayvanların su içmesine kadar geniş bir alanda hizmet veren vakıflar, ihtiyaç sahiplerinin eksiklerini gidermeyi amaçladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü, ilginç vakıfları tek kitapta topladı.
Vakıf kurma ve vakfetme, Türk ve İslâm toplumlarında gelenek halini alarak şehirlerden kasabalara, hatta köylere kadar uzandı. Osmanlı İmparatorluğu vakıf medeniyetiydi. Yolları, hanları, kervan-sarayları, hastaneleri, çeşmeleri vakıflar yapıyordu. Selçuklularla başlayıp, beylikler döneminde çoğalmaya başlayan vakıf kültürü, Osmanlı İmparatorluğunda, kurumsallaşmanın doruğuna ulaştı.
Osmanlı vakıf sisteminin ana omurgasını sultanların, vezirlerin, paşaların, şeyhülislamların ve üst düzey devlet görevlilerinin yaptırdığı vakıflar oluşturuyordu. Kadınların vakıf sistemindeki çabaları ise dünyanın başka hiçbir yerinde rastlanmayacak büyüklükteydi.
Vakıf medeniyeti Osmanlı İmparatorluğunda hayrın, iyiliğin ve merhametin her türlüsüne rastlamak mümkündü. Fakirleri doyurmak, giydirmek, öğrencilere burs vermek, hastaları tedavi ettirmek, yetim ve öksüzlere kol kanat germek gibi toplumun pek çok temel ihtiyacına koşan vakıflar, bugün için çok tuhaf sayılabilecek alanlarda dahi hizmet verdiler.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "Osmanlı'dan Günümüze İlginç Vakıflar" isimli kitapta 78 farklı vakıf hakkında bilgi verildi. Buna göre bu vakıflardan kimi genç kızlara çeyiz yardımı yapıyor, kimi meyve dağıtıyor, kimi sokak hayvanlarının su içmesini sağlıyordu. İşte o vakıflardan bazıları:
SOSYAL HAYATA VAKIF DOKUNUŞU
GELİN KIZLARA ÇEYİZ VEREN VAKIF: Münasip miktar para ile adet yorgan satın alınarak şehrin yoksullarından gelin olan iki kıza verilirdi.
HAYVANLARA SU İÇEREN VAKIF: İstanbul'da ihtiyaç bulunan mahallede su kuyusu kazılıp, taş tekne yapılarak hayvanların su içmesi sağlanırdı.
ÖĞRENCİ ODALARINA EŞYA VAKFEDEN VE ÖĞRENCİYE KIŞIN SU ISITAN VAKIF: Yatılı olarak kalan öğrencilerin odalarına kitaplar ve günlük kullanım eşyaları ile öğrencilere su ısıtmak üzere fıçılar vakfedilirdi.
HASTANEDE YATAN HASTALARA MEVSİM MEYVELERİ İKRAM EDEN VAKIF: Her ayın ilk cuma gecesinde mevsim meyveleri satın alınıp akıl hastalarına dağıtılırdı.
DUA ETTİREN VAKIF: Tekkede halkın güvenliği, padişah ve devletin ömrünün uzun olması, gaziler, İslam askerleri ve hacıların selameti için dua edilirdi.
ASKERE HARÇLIK VEREN VAKIF: Eyüp Camii civarında bulunan asker karakolhanesinde görev yapan askerlere aralarında eşit şekilde paylaşmak üzere vakıftan yüz kuruş verilirdi.
BORÇLUNUN BORCUNU ÖDEYEREK HAPİSTEN ÇIKMASINI SAĞLAYAN VAKIF: Borcundan dolayı uzun süredir zindanda mahpus olan müflis tüccarın borçları ödenerek hapisten tahliyeleri sağlanırdı.
AHALİYE AŞURE VE KAHVE İKRAM EDEN VAKIF: Buğday, bal, odun gibi gerekli olan malzemelerle aşure pişirilerek yoksullara dağıtılırdı. Ayrıca kahve alınıp aşureden sonra ikram edilirdi.
TAŞRA OKULLARINA KİTAP GÖNDEREN VAKIF: Kur'an-ı Kerim satın alınıp layık bir ilim talebesine verilirdi.
KADINLARA ÇÖREK PARASI VEREN VE KURBAN ETLERİNİ ÖĞRENCİLERE İKRAM EDEN VAKIF: Her yıl ramazan ayının başında on adet fakir hanıma çörek ücreti verilirdi. Ayrıca kurban kesilerek medrese öğrencilerine ve diğer çalışanlarına ikram edilirdi.
GÜZEL YAZI ÖĞRETEN VAKIF: Güzel hat sanatını iyi icra eden bir kişi mektepte okuyan öğrencilere hat öğretip görevi karşılığında ücret alırdı.
SAKIZ AĞACI DİKEN VAKIF: Gökçeada, Sakız, Midilli, Sisam ve benzeri adalarda her bahar fidan dikimi gerçekleştirilirdi.
MAHALLE YOKSULLARINA PİKNİK YAPTIRAN VAKIF: Mahallenin yoksullara her ilkbaharda yemekli ziyafet düzenlenir ve halk pikniğe götürülürdü.
CAMİ CEMAATİNE BAL, ŞERBET VE KARPUZ İKRAM EDEN VAKIF: Her sene bal satın alınıp ramazan gecelerinde ve diğer mübarek gecelerde bal şerbeti ile karpuz cami cemaati Müslümanlara ikram edilirdi.
YANGIN SÖNDÜREN VAKIF: Şehirde yangın çıktığında söndürülmesi için tulumba, matara cami altındaki mahzene konulurdu. İhtiyaç zamanında aletleri kullanan kişiye iş karşılığı ücreti ödenirdi.
MUSİKİYİ DESTEKLEYEN VAKIF: Her sene ramazan ayında icra edilecek musiki giderleri karşılanırdı.
ÇOCUKLARI SÜNNET ETTİREN VAKIF: Sünnetsiz çocuklar sünnet ettirilirdi.
DOKTORLARIN GÜZEL HUYLU OLMASINI İSTEYEN VAKIF: Görev yapan doktor, cerrah ve göz hekimlerinin hastalara karşı güzel huylu olması şart koşulurdu. Hasta haklarına vakıf şartnamesinde yer verilirdi.
ESİR KURTARAN VAKIF: İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya gibi ülkelere esir düşen askerlerin bedelleri ödenerek serbest bırakılırdı. Serbest kalan Müslüman askerlerin memleketlerine dönüşlerine kadar bütün ihtiyaçları ve masrafları da karşılanırdı.
KALE BURÇLARINDA GECELERİ "YEKDİR ALLAH" NİDA EDİLMESİNİ ŞART KILAN VAKIF: Dindar ve haramdan kaçan iki kişi Belgrat Kalesi'nin burçlarından geceleri "Yekdir Allah" diye seslenirdi.
KİTAP TAMİR EDEN VAKIF: Bozulan, dağılan, yıpranan kitapların tamiri, kütüphaneden yararlananların oturdukları minderlerin bakım-onarım ve yenilenmeleri yapılırdı.