H3N2'nin; influenza A virüsünün alt tipi olup, gribe neden olan bir virüs olduğunu dile getiren Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın, dikkat edilmesi gerekenler hakkında önemli uyarılarda bulundu.
ÜLKEMİZDE DE GÖRÜLDÜ
H3N2'nin Türkiye'de de görülmesi üzerine Prof. Dr. Fışgın, "Bu yıl Türkiye'de uygulanan mevcut grip aşısı H3N2'den de koruyor. Ancak, H3N2 çok dikkat edilmesi gereken bir virüs. Özellikle risk gruplarında daha yüksek ateş, daha şiddetli öksürük ve şiddetli kas ağrılarına yol açıyor. Şu anda diğer suşlarla birlikte H3N2 de dolaşımda" dedi.

HER YIL YENİ BİR SALGIN
Gribin, tıbbi ismi ile influenzanın, önemli bir solunum yolu hastalığı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Fışgın, "Her yıl dünyada milyonlarca kişi bu hastalıktan etkilenmekte ve özellikle risk grubunda olan yüzbinlerce kişi hayatını kaybetmektedir. İnfluenza virüsleri, yüzey proteinlerine sahiptir. Bu moleküller hızlı değişim potansiyeli nedeniyle salgınlara neden olurlar. Bu sık olan değişimler nedeniyle bağışıklık sisteminin virüsü tanıması zorlaşır ve her yıl yeni bir grip salgını ortaya çıkar. Bu varyantlar içindeki H3N2 virüsü, mevsimsel grip etkenleri arasında en hızlı bulaşan, yaygın görülen ve klinik olarak en önemli suşlardan biridir" dedi.

ARALIKTA PİK YAPIYOR
Grip vakalarının her yıl ekim ayında başlayarak, aralık ayında zirveye ulaştığını söyleyen Prof. Dr. Fışgın, "Nisan, mayıs aylarını kapsayan dönemde de sık görülmektedir. Ülkemizde de eylül ayından beri grip enfeksiyonu görülmekte olup farklı influenza tipleri ile birlikte H3N2 varyantı dolaşımdadır" dedi.

AŞI BU VARYANTA KARŞI KORUYUCU
Tedavide istirahatin en önemli yaklaşımlardan biri olduğunu belirten Prof. Dr. Fışgın, "Hasta gerektiğinde ateş düşürücü ilaç kullanmalı, bol sıvı almalı, sağlıklı ve dengeli beslenmelidir. Risk grubundaki kişilerin hekim tarafından değerlendirilmesi ve hekim önerisi ile tedavi başlanması gelişebilecek komplikasyonları önlemesi açısından önemlidir. Gripten korunmanın en önemli bileşenleri sağlıklı ve dengeli beslenmek, el hijyenine dikkat etmek, kalabalık yerlerde özellikle kış aylarında maske takmak ve en önemlisi de risk grubundaki kişilerin aşılanmasıdır. Grip aşısının en geç ekim ayında yapılması gerekmektedir. Ancak risk grubunda olan kişiler zamanında aşıyı olmadılarsa grip sezonu boyunca aşı olabilirler. Bu nedenle mevsimsel gripten korunmak için her yıl aşı olunmalıdır. Bu yıl uygulanan grip aşıları H3N2 varyantına karşı da koruma sağlamaktadır. Aşı, özellikle gebelere, 6-59 ay arası çocuklar ile 50 yaş üstü yetişkinlere, astım dâhil kronik akciğer hastalığı, diyabeti, kalp hastalığı, kronik karaciğer ve böbrek hastalığı olanlara, bağışıklığı baskılanmış hastalara ve obez kişilere (yetişkinde vücut kitle indeksi 40'dan büyük olanlar) önerilmektedir" dedi.

HAPŞIRMA VE ÖKSÜRMEYLE VİRÜS PARTİKÜLLERİ YAYILIYOR
İnfluenza virüslerinin damlacık yolu ile bulaştığını belirten Prof. Dr. Fışgın, şunları söyledi: "Özellikle hasta kişilerin hapşırma ve öksürmesi ile çevreye çok sayıda virüs taşıyan partikül saçılır. Bu partiküllerin ağız, burun veya göze ulaşmasıyla, hastalık bulaşır. Bu nedenle hapşırık ve öksürük sırasında ağız ve burun bir mendille kapatılmalıdır. Şayet mendil bulunamıyorsa kişi kolunu kullanarak, partiküllerin saçılmasını önlemeli, asla bu iş için ellerini kullanmamalıdır. Eller enfeksiyonun bulaşmasında önemli rol oynamaktadır. Kalabalık yerlerde, toplu taşımalarda hasta kişilerin maske takması enfeksiyonu çevresindeki kişilere bulaştırmasını engellemesi açısından çok önemlidir."

H3N2 YÜKSEK ATEŞ VE ŞİDDETLİ KAS AĞRISI YAPIYOR
Ateş, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, baş ağrısı, öksürük, şiddetli kas ve eklem ağrısıyla belirtilerin kendini gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Fışgın, "H3N2'nin diğer influenza tiplerine göre risk grubundaki hastalarda daha fazla olmak üzere yüksek ateş, şiddetli kas ve eklem ağrısı, uzun süren öksürük şeklinde seyrettiği bildirilmektedir. Benzer semptom ve bulgular Kovid-19'da da görülmektedir" dedi.

HASTANEYE YATIŞ ORANI YÜKSEK
Gribin, risk grubundaki hastalarda daha ağır seyrettiğini ve bazen ölüme neden olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Fışgın, şu uyarılarda bulundu: "Özellikle akciğer, karaciğer, böbrek ve kalp hastalığı olanlar, kanser hastaları, diyabeti olanlar, ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanan hastalar, organ nakli yapılan kişilerde grip nedeniyle hastaneye yatış oranları daha yüksektir. Ayrıca gebelerde, 50 yaş üstü kişilerde, 5 yaş altındaki çocuklarda ve obez kişilerde de enfeksiyon ağır seyretme eğilimindedir. H3N2 saydığımız bu grup hastalara daha kolay bulaşmakta ve daha şiddetli hastalık oluşturmaktadır."