Karaciğer, kandaki kimyasalları düzenleyen, safra üretimi yapan, gıdaları metabolize eden, glikojen, vitamin ve mineralleri depolayan, ilaçların doğru işlenmesini sağlayan ve salgılayan hayati organların başında geliyor. Tüm bu uzun liste, karaciğerin önemli görevlerinden yalnızca birkaçı. Bu nedenle sağlıklı bir karaciğer olmadan tüm görevler, büyük bir tehlikeye girer.
Diğer organlarla karşılaştırıldığında, karaciğer hasar gördükten sonra kendine yenileme kapasitesi yüksek bir organ olarak karşımıza çıkıyor.
Bunun olumlu bir etki olduğunu düşünseniz de, karaciğerinizi korumak için doğru adımları atmamak, bu yenileme kapasitesini engelleyebilirsiniz. Bu nedenle ne yediğinizi takip etmek büyük önem taşıyor.
Uzman isim uyardı! "Karaciğerin düşmanı antibiyotik" | Video
Yeme - içme alışkanlıkları, karaciğer fonksiyonunu hem olumlu hem de olumsuz olarak büyük ölçüde etkileyebilir.
Harvard Health'e göre; ilave şeker, kan basıncını yükseltebilir, kronik iltihaplanmayı artırabilir ve kilo alımı, diyabet ve yağlı karaciğer hastalığına yol açabilir.
Tüketilen ilave şeker, aslında karaciğerdeki yağ üretimini artırabilir ve bu da karaciğer yağlanmasına, tip 2 diyabete yol açar.
Çalışmada ortaya çıkan bir diğer bulgu; insanlar tarafından en yaygın olarak tüketilen şeker şekli olan sakkarozun, aynı miktarda fruktozdan biraz daha fazla yağ sentezini artırdığı sonucuna ulaştı.
Korunmak için ne yapılmalı?: Karaciğeriniz ve vücudunuzdaki diğer organ ve dokular üzerindeki yükü azaltmak için, Amerikan Kalp Derneği'ne göre şeker alımınızı kadınlar için günde 25 gram ve erkekler için günde 36 gram ile sınırlamaya çalışmalı.
YOĞUN İŞLENMİŞ GIDA TÜKETİMİ
Oldukça geniş bir yiyecek ve içecek kategorisi olan işlenmiş yiyecekler, raf ömrü uzun, dondurulmuş ürünleri içerir. Bu besinlerin çoğu, karaciğer sağlığını olumsuz etkileyen ilave şekere sahiptir.
Ayrıca ek araştırmalar, işlenmiş gıdalarda yaygın olarak bulunan bir besin maddesi olan yüksek sodyum alımı, bu hastalığı artıran etkilerden biri.
Korunmak için ne yapılmalı?: Sağlıklı bir beslenme sisteminde daha az sayıda işlenmiş gıda içerir. Ayrıca ilave şeker, nitrat ve nitrit içermemesi de önem taşıyor. Örneğin; tam tahıllı ekmek, beyaz ekmeğe kıyasla bozulmamış gibi daha temel besinlere sahiptir.
Bu yağın çok miktarda tüketilmesi, vücutta iltihabı artırdığı ve omega-3 alımına karşılık dengesiz bir tüketime neden olduğu biliniyor.
Kızarmış yiyeceklerde genellikle sodyum alımı da yüksektir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu için başka bir risk faktörü de mevcuttur. Genellikle ilave şeker içeren sos tüketimi de bu durumu tetikler.
Korunmak için ne yapılmalı?: Bu noktada kızarmış yiyecek tüketimini sınırlamak, en iyisidir. Evde kızarma yapmayı düşünüyorsanız, zeytinyağı gibi daha kaliteli yağlar içermesi nedeniyle tercih edebilirsiniz.
KISITLI MEYVE VE SEBZE TÜKETİMİ
Meyve ve sebzeler, antioksidanlar ve lif gibi diğer gıda kaynaklarında konsantre olarak bulunmayan pek çok değerli besin içerir.
Tüm bunların yanı sıra meyve ve sebzeler aslında koruyan ve hatta detoksifikasyon işlevini geliştirebilen bileşikler içerebilir.
Örneğin; Brüksel lahanası gibi turpgillerden sebzelerin karaciğerdeki detoksifiye edici (zararlı maddeleri atmasını sağlayan) enzimlerin işlevini artırdığı bulundu.
Ayrıca çilek, üzüm, greyfurt ve armutta bulunan antioksidanlar karaciğer koruyucu bir etkiye sahiptir.