Kendini gerçekten tanıyor musun, yoksa sadece öyle mi sanıyorsun? Çoğu insan "kendimi biliyorum" dese de, aslında duygularını, tepkilerini ve sınırlarını tam olarak fark etmiyor. Psikologlara göre öz farkındalık, hem mutluluğun hem de güçlü ilişkilerin gizli anahtarı. Peki seni diğerlerinden ayıran o içsel bilgelik sende var mı? İşte kendini en iyi tanıyan, en huzurlu ve en çekici insanların her gün yaptığı 5 basit ama hayat değiştiren alışkanlık…
Kendini tanıyan, nasıl biri olduğunu bilen ve çevresine bunu yansıtan insanlar, genellikle en huzurlu ve en çekici kişilikler arasında yer alıyor. Psikolog Daniel Goleman'a göre, öz farkındalık yani kişinin kendi duygularını ve düşüncelerini yargılamadan gözlemleyebilme becerisi, duygusal zekânın temel taşlarından biri.
Goleman, "Duygularımızı ve düşüncelerimizi anbean izleyebilmek, kendimizi daha iyi anlamamızı, kim olduğumuzla barış içinde yaşamamızı ve davranışlarımızı bilinçli biçimde yönetmemizi sağlar" diyor.
Gerçekten öz farkındalığa sahip insanlar, olaylara tepkisel değil bilinçli yaklaşır, psikolojik olarak daha dengeli olur ve hayata olumlu bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Peki, bu insanlar diğerlerinden farklı olarak ne yapıyor? İşte doğuştan öz farkındalığı yüksek kişilerin beş basit alışkanlığı:
2. DÜŞÜNCELERİNİ YAZARLAR
Günlük tutmak, karalamalar yapmak ya da kısa hikâyeler yazmak… Öz farkındalığı yüksek kişiler, düşüncelerini kağıda dökerek kendilerini daha net görürler.
Araştırmalar, yazma eyleminin soyut fikirleri somut hale getirdiğini ve bu fikirleri eyleme dönüştürme motivasyonunu artırdığını gösteriyor. Günde 10 dakika ayırarak başlanabilecek bu alışkanlık, zamanla kişinin iç dünyasıyla daha derin bir bağ kurmasını sağlar.
3. KENDİ KENDİLERİNE DEĞERLENDİRME YAPARLAR
Kimi zaman kişi, kendini daha iyi anlamak için yapısal bir rehbere ihtiyaç duyar. Kişilik veya değer testleri bu konuda yardımcı olabilir. Mükemmel olmasalar da bu testler, güçlü ve zayıf yönlerinizi fark etmenizi sağlar.
Araştırmalar, kişisel değerlerle uyumlu hedeflerin daha yüksek bir yaşam doyumu sağladığını ve kişinin kendine olan güvenini artırdığını gösteriyor. Bu da içsel tutarlılığı, dolayısıyla dışa yansıyan samimiyeti güçlendiriyor.
5. KENDİLERİNE ODAKLANMAKTAN SUÇLULUK DUYMAZLAR
Toplum çoğu zaman "önce başkalarını düşün" mesajını verir. Ancak öz farkındalık, önce kendi duygularını, sınırlarını ve ihtiyaçlarını tanımaktan geçer.
Kendi iç dünyasına zaman ayıran kişiler, bu sayede başkalarına da daha sağlıklı destek olurlar. Kişinin kendine dönük bu ilgisi bencillik değil, içsel dengeyi koruma becerisidir.
Kısacası, öz farkındalık doğuştan gelen bir özellik değil; zamanla geliştirilebilen bir beceri. Yeni deneyimlere açık olmak, düşünceleri yazıya dökmek, kendini değerlendirmek, hedefleri netleştirmek ve kendine zaman ayırmak…