Şener, hava sıcaklığının değişimi nedeniyle gribal enfeksiyonlarda artış gözlendiğini, bu durumun vücuttaki birçok organı etkilediğini söyledi. Özellikle gribal enfeksiyonlardan sonra kalp kası ve kalp zarı iltihaplarını sık gördüklerini belirten Şener, şunları kaydetti:
"Özellikle genç erkek bireylerde 30'lu ve 40'lı yaşlarda karşı karşıya kaldığımız sinsi bir tablo. Hastalar çoğunlukla ağrılarına ya da kalp zarının iltihabına çok da farkına varamıyorlar. Göğüste ayakkabı bağlarken ya da yerden bir şey alırken öne eğilmelerle birlikte kalp kasında gerilmelerle birlikte göğüs ağrısı, hafif yanma ya da batma hissi şeklinde olabiliyor. Bazı hastalarda da özellikle yattıkları dönemlerde gece kuru öksürük olarak karşımıza çıkıyor. Kuru öksürük özellikle gribal enfeksiyonlardan sonra yaklaşık bir ay devam ediyor. Kuru öksürüğü maalesef çoğunlukla gribal enfeksiyonlara bağladığımız için kalp kası ve zarıyla ilgili olan iltihaplar gözden kaçabiliyor."
Alper Şener, bu tabloları yaşayan hastaların mutlaka zaman geçirmeden kardiyoloğa başvurması gerektiğini aktardı.
Yapılacak tetkiklerle kalp zarı ya da kasında bir iltihabın oluşup oluşmadığının belirlenebileceğini vurgulayan Şener, şu uyarılarda bulundu:
"Çünkü bu sıvı toplanması belli seviyelerin üstüne çıkacak olursa, kardiyoloji uzmanları tarafından önerilen şey, bu sıvının boşaltılması gerekiyor. Bu sıvının boşaltılması için de olabildiğince erken müdahale etmek lazım. Grip deyip geçmemek lazım. Gribal enfeksiyonlar hafif atlatılan enfeksiyonlar olarak algılansa dahi bazı organlarda ciddi hasarlar bırakabiliyor. Ciddi hasar bıraktığı hastalıklardan bir tanesi kalp kası ve kalp zarının iltihabıdır. Eğer erken tanı olmazsa genç yaşta kalp yetmezliğine sebep oluyorlar. Genç yaşta ortaya çıkan kalp yetmezlikleri için uzun dönem takip ediliyor. Bu durum bazen kalp nakline kadar gidiyor."
