Lipemi, kandaki serum ya da plazma anormal derece lipid varlığı anlamına gelen bir terim olarak kullanılmaktadır. Peki lipemik nedir? Bu sorunun cevabını arayan insanlar idrarda lipemik normal değeri kaç olmalı, referans aralığı nedir gibi sorularla da karşı karşıya kalmaktadır. Sağlık yönünden normal bir durum olarak karşılanmayan lipemikin nedenlerinin araştırılması ve gerek olduğunda tedavi edilip önlenmesi gerekmektedir. Bu yazımızla birlikte lipemik hakkında merak ettiğiniz soruların cevaplarına ulaşabilirsiniz.
Tüm canlıların yapısında temel organik bileşiklerden biri olan lipit bulunmaktadır. Lipemi ise kan dolaşımında normalden çok daha fazla miktarda lipid bulunması anlamına gelir. Normal bir durum olmayan bu durumla birlikte, plazmada bulunan şilomikronlar yani ince bağırsağın emici hücreleri tarafından oluşturulan büyük ebatlı lipoproteinler, plazmanın bulutlu ve yoğun görünmesine neden olur. Lipitler, doymuş ve doymamış yağlar olarak ikiye ayrılır ve doymamış yağlar, oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan lipitler; doymuş yağlar ise oda sıcaklığında katı hâlde bulunan lipitlerdir. Lipotemi plazmanın yoğun ve bulutlu görünmesiyle birlikte özellikle ağır veya yağlı bir yemekten sonra kanda bu durumu oluşturmaktadır. Lipemik terimi özellikle laboratuvarlarda sık kullanılan bir terimdir. Laboratuvara test analizi için gönderilen kan örneğinde lipid veya yağların yüksek düzeyde olması nedeniyle santrifüj sonrası elde edilen serum örneğinin testin analiz edilmesi için uygun olmadığı durumlarda kullanılmaktadır. Örneklerin aç verilmesi gerekmektedir ve lipemik kan örnekleri laboratuvarda çalışılmaya alınmamaktadır. Laboratuvara başvuran kişi tok karına iken veya kan alınmadan önce ağır bir yemek yediği için kan örneği lipemik çıkmıştır ve bu durumlarda yeni bir kan örneği verilmesi için hasta laboratuvar yetkilileri tarafından bilgilendirilmektedir. Klinik laboratuvar ortamında, lipemik kan örnekleri, hatalı tahlil sonuçlarına yol açarak hastaya ciddi zarar verebilecek potansiyele sahip önemli bir laboratuvar hataları kaynağı olabilmektedir ve lipemi çeşitli laboratuvar tahlillerinin sonuçlarını çeşitli mekanizmalarla etkileyebilen bir durumdur. Lipemi ayrıca metabolik bir lipit bozukluğunu gösterebilir. Lipid bozukluğu olan hastalar normal vücut yağ yani kolesterol seviyelerini sağlamakta sorun yaşarlar. En sık rastlanan lipid bozuklukları; kolesterol fazlalığı, trigliserid fazlalığı, ya da koruyucu kolesterol (HDL Kolesterol) düşüklüğüdür.
Diyabet, etanol kullanımı, siroz, kronik böbrek yetmezliği, steroid gibi bazı ilaçlar ve pankreatit lipemik seruma yol açmaktadır. Başka fizyolojik veya patolojik durumlar, test sonuçlarını etkilemektedir. Bazı metabolik hastalıklarda da kişilerin lipitleri yüksek olup kanları lipemik olabilmektedir ve bu tür hastalıklarda, kişi aç karına kan verse bile kanı lipemik olabilir. Bu tür hastalık durumlarında kişiler tercihen endokrinoloji uzmanı doktorlar tarafından takip edilmeli, gerek duyulan ilave tahliller yapılıp tedavi ve diyetleri düzenlenmelidir.
Kanda lipidlerin yüksekliğini ifade etmek için hiperlipidemi kullanılır ve bu tıbbi bir terimdir. Kanda iki çeşit lipid yani kan yağı bulunur ve bunlar trigliserid ve kolesterol olarak adlandırılır. Genel olarak hiperlipidemi yüksek kolesterol olarak bilinmektedir ama gerçekte hem kolesterol hem de trigliserid yüksekliği kan yağları yüksekliğini ifade eder.
Kan sayımı yapılırken lipemi oranı yüksek olursa kanda lipemi bulanıklaşmaya ve bulanıklıktan dolayı da HGB yüksek olmasına sebep olmaktadır. Kan iyice karıştırıldıktan sonra sayım yapılması gerekmektedir. Erkekler ve kadınlar için lipemik normal değerler değişiklik göstermektedir. Lipemik kan örneklerinde özellikle biyokimyasal kan testleri sonuçları olumsuz olarak etkilenmektedir.
Bu testlerin en başında gelenler ise, total protein, ALT, AST, GGT, LDHİ sodyum, potasyum, klor, lityum'dur. Lipemik kan örneklerinde bu test parametreleri olması gerekenden daha düşük değerlerde çıkmaktadır. Kan kimyasal analizi için numune, 12 saatlik açlıktan sonra sabah alınmalıdır. Bunun nedeni organizmanın bazal koşullarında sonuç almaktır. Bazen bu tam olarak başarılmamaktadır. Yutma ve numune alma arasındaki kısa süre, kan lipidlerinin yükselmesine neden olabilmektedir.