Prof. Dr. Yasemin Özkan
Prof. Dr. Yasemin Özkan
Diş eti çekilmesinin sebepleri ve tedavi yöntemleri
21.02.2022 | Pazartesi

Günümüzde, Tıp dünyasında da ağız sağlığının genel sağlık üzerinde büyük bir etkisi olduğu hakkında bilimsel veriler mevcuttur. Yapılan bilimsel çalışmalar, oral enfeksiyona yanıt olarak sistemik olarak salınan sitokinlerin veya mikrobiyal ürünlerin, uzak organlarda iltihaplanmaya neden olduğunu ve bunun Alzheimer hastalığı, diyabet, aterosklerotik kalp hastalığı ve serebrovasküler hastalık gibi sistemik hastalıkların gelişimini arttırdığını ileri sürmektedir. Araştırmalar ayrıca kötü ağız sağlığının diyabet, kronik böbrek hastalığı ve karaciğer hastalığı gibi sistemik hastalıkların komplikasyonlarını artırabileceğini göstermiştir.

Ağız ve diş sağlığı konusunda, yanlış uygulamalaralar sağlığımız daha çok tehlikeye girmektedir. Düzenli olarak günde yalnızca birkaç dakika ayırarak sağlıklı bir ağız ve dişlere sahip olabilmek mümkün iken, yanlış uygulamalar çok ciddi hasarlara yol açabiliyor. Bu yazımızda özellikle dişeti sağlığı ve fırçalama ile ilgili doğru bilinen yanlışlardan bahsedeceğiz.

DİŞLERİMİZİ NE KADAR SERT FIRÇALARSAK, O KADAR İYİ TEMİZLENİR (YANLIŞ)

Dişlerin çok sert ve aşındırıcı bir şekilde fırçalanması; dişlerin iç kısımlarını aşınmadan ve çürümeden koruyan diş minesinin aşındırabilir ve dişlerinize zarar verebilir.

DİŞ İPİ KULLANMAK DİŞETLERİNİ ZEDELER VE ÇOK DA GEREKLİ DEĞİLDİR (YANLIŞ)



Yabancı ülkelerde diş ipi kullanımı oldukça fazla olmasına rağmen ülkemizde maalesef bu durum rutin hale gelememiştir. Dişi ipi ile fırçanın girmeyeceği alanlar özellikle dişlerin ara yüz temizliğini etkin bir şekilde yapılabilir. Diş ipi yerine ara yüz diş fırçası ya da ağız duşu kullanmak da aynı görevi yerine getirebilir. Ara yüz temizliğinin nasıl yapıldığını öğrenmek için diş hekiminize danışabilirsiniz.

DİŞLERİNİZİ FIRÇALARKEN DİŞ ETLERİNİZ KANIYORSA, DAHA ÇOK BASTIRARAK KANATIN, DİŞLERİNİZ DÜZELİR (YANLIŞ)

Diş eti kanaması genellikle; diş fırçasının kılları aralara düzgün olarak ulaşmadığında ve dişler arasında bakteri ve plak biriktiği zamanlarda görülür. Bakteri oluşumları ise diş eti iltihaplanmalarına yol açar. Kanama da bu sürecin bir aşamasıdır. Ancak, diş ipi kullanımını alışkanlık haline getirirseniz; iltihaplanmanın ve dolayısıyla kanamanın önüne geçebilirsiniz.

DİŞ ETİ HASTALIĞI, SADCE AĞIZ SAĞLIĞIMIZLA İLGİLİ BİR PROBLEMDİR (YANLIŞ)

Diş eti hastalığınızı ilk fark eden diş hekiminiz olabilir. Fakat, diş eti hastalığınız var ise diyabet ve hipertansiyon gibi rahatsızlıklarınız olabilir. Bunun yanı sıra kronik iltihaplanmalar ile ilgili bazı kanserlerin olması bile muhtemel olabilir.

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİ YAŞLILARDA OLUR (YANLIŞ)

Öncelikle dişeti çekilmesi nedir ondan bahsetmek gerekir. Bu konuda Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Selin Yıldırım'ın açıklamaları şöyle.

Diş eti çekilmesi, destek kemik kaybıyla birlikte diş eti kenarının kök yüzeyini açıkta bırakacak şekilde kökün ucuna doğru yer değiştirmesi olarak tanımlanan bir problemdir. Diş eti çekilmesinin teşhisi, diğer diş eti hastalıklarında olduğu gibi diş hekimi tarafından yapılır. Diş hekimi ağzınızı muayene eder ve röntgen ile birlikte diş eti çekilmesini teşhis edebilir.

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİNİN SEBEPLERİ NEDİR?

Diş eti çekilmesine neden olan tek bir faktörden söz etmek uygun değildir. Birden fazla faktörün bir araya gelmesi sonucunda diş eti çekilmesi meydana gelebilmektedir. Diş eti çekilmesinin oluşabilmesi için birçok hazırlayıcı, kolaylaştırıcı ve tetikleyici faktörlerden bahsedilebilir. Bu faktörler; yanlış ve sert fırçalama alışkanlıkları, abrasif yani aşındırıcı içeriği yüksek diş macunlarının kullanımı, beslenme alışkanlıklarına bağlı dişlerde eroziv aşınmalar (asit erozyonu), ortodontik diş hareketleri, hastanın diş sıkması veya gıcırdatması gibi dişlere ve diş etlerine zarar veren alışkanlıkları, tedavi edilmemiş diş eti hastalıkları, yaşlanmaya bağlı olarak meydana gelen normal gelişimsel bir değişiklik, diş ve diş etine ait yapısal özellikler, dişin etrafında bulunan ve onu sıkıca saran diş etinin yetersiz olması, dişin olması gerektiğinden daha önde yerleşmiş olması, dudak veya yanak bağının diş eti kenarına tutunarak o bölgeyi konuşurken ve yemek yerken gibi fonksiyon sırasında çekmesi şeklinde sıralanabilir.

DİŞ ETİ ÇEKİLMELERİNİN MEYDANA GETİRDİĞİ PROBLEMLER

Diş eti çekilmesi sonucunda; dişlerde sıcak/soğuk hassasiyeti, kök çürükleri ve estetik problemler görülebilir. Diş eti çekilmesi ile kök yüzeyinin ağız ortamına açılması ve bunun sonucunda kök yüzeyinde çürük oluşma riski artmaktadır. Bu alanlarda diş hassasiyetine bağlı olarak ağız bakımını sağlamak zorlaşacağından, besin artıkları ağız ortamına açılmış kök yüzeylerinden temizlenemediği için diş eti hastalığı ve kök yüzeyinde çürük oluşumu meydana gelmektedir.

Diş eti çekilmesi olan dişte kök yüzeyinde çürük mevcut ise çürük temizlenerek dişeti çekilmesi uygun cerrahi yöntemle örtülebilmektedir. Diş eti çekilmesinin doğal bir sonucu olarak diş boyları uzar. Estetik bölgede diş eti çekilmesinin bulunması hasta tarafından hoş karşılanmayan bir durumdur. Bu gibi durumlarda diş eti çekilmesi ve hasta dikkatli değerlendirilerek, hastanın da onamı alınarak en uygun cerrahi yöntem ile tedavisi yapılmalıdır. Genellikle diş eti çekilmesi olan hastalar ilgili diş veya dişlerde oluşan doku kaybının genel bir diş eti probleminin belirtisi olduğunu ve ağızlarındaki dişlerin kaybı ile sonuçlanacağı kaygısını taşımaktadırlar.

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Tedavi, hekim tarafından hastaya model üzerinde anlatılan ve ayna önünde tatbik ettirilen ağız hijyen eğitimi ile başlar. Başlangıç tedavisi diye tanımladığımız diş ve kök yüzeyindeki diş taşı ve birikintilerin uzaklaştırılması ve diş kökü yüzeyinin düzleştirilmesi ile devam eder. Başlangıç periodontal tedavi dahilinde, diş eti çekilmesi nedenleri arasında yer alan diş eti iltihabı, diş üzerindeki travma, yanlış fırçalama gibi etkenler ortadan kaldırılır. Başlangıç tedavisinden sonra, diş eti çekilmeleri sonucunda açılan kök yüzeyi farklı periodontal cerrahi uygulamalar ile kapatılabilir. Daha sonra hasta, periyodik olarak kontrollere alınır. Amaç kaybolan diş eti dokusunu yerine koyabilmek, sağlıklı ve fonksiyonel hale getirebilmek ve böylece diş ve fonksiyon kaybını önlemektir. Diş eti çekilmesi tedavisi, hasta ve hekim beraberliğinde yürütülen ortak bir tedavidir.

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİ TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?

Diş eti hastalıkları ve çiğneme kuvvetlerinin dengesizliği gibi yardımcı faktörlerden dolayı, diş eti ve destek kemik dokularına ait kayıplar ve şekilsel değişiklikler ortaya çıkar. Yapılan tedavilerin amacı, hastalıkların ve meydana getirdikleri zararların durdurulması ve tüm dokuların şekil, fonksiyon ve sağlıklarının kazanılmasıdır. Dişlerin ön yüzeylerinde görülen çekilmeler, diş eti gibi yumuşak ve kemik gibi sert dokuların birlikte kaybı ile gerçekleşir. Çekilme görüldüğünde, çekilmeyi oluşturan nedenleri ortadan kaldırmak, estetik/fonksiyon/sağlık için gerekli dişeti dokusunu elde etmek ve böylece dişin zarar görmesini ve kaybedilmesini önlemek amacıyla cerrahi girişimleri yapmak tedavi planı içerisindedir.

DİŞ ETİ HASTALIKLARI VE BESLENME ÖNERİLERİ

Günümüze kadar yapılmış çalışmalar beslenmenin diş eti hastalıklarının gelişimi ve ilerlemesinde önemli rol oynayabileceğini göstermektedir. Beslenme yetersizliği tek başına diş eti hastalığı yapmaz. Ancak diş ve dişlerin çevresinde bulunan sert ve yumuşak dokuların durumunu etkileyebilir. Beslenme yetersizliğine bağlı olarak dil, dudak, ağız mukozası, diş eti ve kemikte değişiklikler ortaya çakabilir. Yüz yıllardır bilinen bir hastalık olan Skorbüt, C vitamini eksikliğinde görülür. Aşırı şeker tüketimine bağlı olarak kanımızda bulunan savunma hücrelerinden biri olan lökositlerin hareketleri azalmakta ve bu durum dişin çevresindeki dokuları etkilemektedir. Beslenme diş ve dişin çevresinde bulunan dokuların büyümesini, gelişmesini ve metabolik aktivitelerini etkilemektedir.

Sert gıdalar tükürük akışını hızlandırıp diş yüzeyini temizleyerek diş eti iltihabının azaltılmasına katkı sağlarlar. Bu tip gıdalar ağız mukozasını uyararak diş eti kalınlığını artırırlar. Bununla birlikte ekmek kabuğu veya kuru yemiş kabukları gibi çok sert gıdaların diş etinin yaralanmasına sebep olabileceği göz ardı edilmemelidir.

Yumuşak gıdalar ise; diş yüzeylerinde aşınma, ağız içinde yer alan çene kemikleri ve üst çenenin gelişiminde azalmaya sebep olduğu görülmüştür. Bu tip gıdalar diş taşları oluşumuna öncülük ederler. Karbonhidrattan zayıf, kalsiyumdan, proteinden, folik asitten, Omega-3 yağ asitlerinden, C ve D vitaminlerinden, lifli gıdalardan zengin beslenmenin diş eti ve diğer ağız içindeki dokularda iltihabı azalttığı gösterilmiştir.

Protein eksikliği, aşırı derecede fazla olduğu durumlarda çok şiddeti ve ağrılı diş eti hastalıklarının görülebilmektedir. Suda eriyen vitaminlerin eksikliğinde ağız mukozasında hassasiyet, veziküller, dilde yanma hissi görülebilir. B2 ve B6 vitamini eksikliğinde dudak kenarlarında yarıklar, dilde yüzeyinde pürtüklü bir görünüm, dilde sıcak, soğuk, ekşi ve baharatlı gıdalara karşı yanma hissi ortaya çıkabilir. B3 vitamini eksikliğinde Pellegra denilen bir deri hastalığı oluşabilir. Bu hastalıkta dilde morumsuya dönen renk değişimi, dil sırtında düzleşme, tükürük akışında artış görülür.

Vücut ve diş eti sağlığının devamlılığı için dengeli ve sağlıklı beslenme çok önemlidir. Vücut direncimizi güçlü tutarsak hastalıklarla baş etmemiz çok daha kolaylaşacaktır.

SON DAKİKA SON DAKİKA