Reklam metin yazarlığı zor iştir. Hem ürün ya da hizmeti, müşteriyi de memnun edecek tarzda tanıtacaksın, hem bu işi ucuza mal edeceksin, hem yönetmelik ve kurallara uyacaksın, hem heyecan ve merak uyandıracak, akılda kalacaksın, hem kullandığın materyallerin ürünü gölgelemesine engel olacaksın, hem de bunu bir kaç saniyenin içine sığdıracaksın. Reklam metin yazarlığında en zor iş, metni "telgraf çeker gibi" yazmaktır. Sanki her kelimenin parası cebinizden çıkıyormuş gibi. Bazen bizim reklamcılarımızın son derece başarılı uygulamalarına bu sütunlarda yer veriyorum. Gerçekten de reklamcılığımız pek çok sektörümüzün önünde koşuyor. Ama bazen tanıtımın laf kalabalığına kurban gittiği, ürün ya da hizmetin gereksiz aksiyonlar içinde "boğulduğu" örneklere de rastlıyorum. Geçenlerde yabancı kanallarda yayınlanan bir reklam izledim. Sanırım yakında bizim televizyonlarımızda da yayınlanır. Adam son model otomobiliyle dağ yolunda gidiyor. Saatte 70 kilometrelik hız sınırında ilerliyor. Birden yan koltuğunda Azrail'i görüyor, elinde orağı, başında siyah peleriniyle... Azrail kinaye ile gülümseyip, "Sorry" (Üzgünüm) diyor... Sürücü gözlerini yeniden yola çevirdiğinde yolun ortasında bir tomruk kamyonunun devrildiğini görüp, frene asılıyor... Tanıtımı yapılan otomobil, tomruk yığınına bir metre kala "zınk" diye duruyor. Bu kez adam, Azrail'e dönüp, gülümsüyor: "Sorry..." Bir otomobilin güvenli oluşu ancak bu kadar güzel özetlenebilirdi. "Tek kelimeyle" harika bir reklam...