Daha ilk izleyişte 'vurulduğum' programdı.
Bugüne kadar yapılmış en başarılı yabancı sit com uyarlamasıydı. TurkMax'teki 'Bir Kadın Bir Erkek'ten bu köşede çok defalar övgüyle söz ettim. Ama Star'a transfer olduğunu duyunca, endişeye kapıldım.
Malum, biraz bel altı espriler vardı. Bu rahatlığın ulusal bir kanala taşınmasında bazı sorunlar ortaya çıkabilirdi.
Ama Star bu sorunu, programı gece yarısına taşıyarak çözdü. Baktım, bizimkiler aynen devam ediyorlar. Bazı espriler yine müstehcen ama her zaman olduğu gibi 'ucuz' değil. Zaten cinsel içerikli espri yapmanın yolu, onu beyin kıvrımlarında şöyle bir tur attırmaktan geçer. O zaman amele iskelesindeki geyik muhabbetlerinden ayrılır zaten.

LABORATUVAR GİBİ
Perşembe akşamı izlediğim ve Zeynep'in 'yanlış alarm ile' hamile olduğunu sandığı bölüm harikaydı. Ozan'ın dakika başı yaptığı 180 derecelik dönüşler muazzamdı. Zaten Emre Karayel ile Demet Evgar arasındaki müthiş uyum, konservatuvarlarda ders olarak okutulacak düzeye erişti. 'Kimya uyuşması' diye bir şey varsa, işte bu odur!
Dizi, çiftler için bir ekran laboratuvarı gibi. Ama bu yararlı mı, zararlı mı pek karar veremedim. Çiftler izledikçe kendilerini ya da partnerlerini sobeliyorlar. Kimileri bu program sayesinde birbirlerine daha çok yaklaşabilir, kimileriyse birbirlerinden nefretle soğuyabilir. Ama eminim izlerken pek çok çiftin ağzından aynı kelimeler dökülüyordur: "Aaa, aynı bizzz!"
Program Star'a geçince ismi de değişti. 'Bir Kadın Bir Erkek'; 'Bir Erkek Bir Kadın'a dönüştü.
Emre Karayel ile Demet Evgar arasında bir 'afişte öncelik sorunu' olduğunu düşünmüyorum.
Peki neden erkeğin ismi kadının önüne geçmişti? Doğrusu, kadına şiddetin tavan yaptığı şu günlerde bu ayrımcılık bana hiç de 'pozitif' gelmedi. Ama işin aslını yapımcısından öğrendim.
Dizi paralı kanaldan açık ve ulusal kanala geçince Fransız format sahibi, dizinin 'orijinal adıyla', yani tüm dünyada yayınlandığı gibi 'Bir Erkek Bir Kadın' şeklinde ekrana gelmesini rica etmiş.
Yani üç yıldır kadının adını önde tutan aslında bizimkilermiş.