Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Belçika eski Dışişleri Bakanı Louis Michel, dini ve kültürel aidiyetin birliğin üyelik kriterleri arasında olmadığını hatırlattı. Bağış ve Michel’in EUobserver’da yayımlanan ortak makalesinde, “AB’nin kurucuları nefret ve güvensizlik kültürünü yenmek için ortak çıkarlar ve paylaşılan perspektifleri tanımlamaları gereğine inanmışlardı. Onlar bu süreçte dini inançlara hatta laiklikle ilgili kavram ve değerlere atıf yapmadılar. Coğrafik, felsefik, kültürel ya da dini aidiyet ne Avrupa tarihinin ne de üyelik kriterlerinin parçası oldu” vurgusu yapıldı. AB anlaşmalarına göre Avrupa değerlerine saygılı her Avrupa ülkesinin üyelik talebinde bulunabileceğine işaret edilen makalede, bunun dışında değerlendirme ve kriterler yaratmanın haksızlık olacağı ifade edildi. Makalede “Genişleme, barış ve istikrarı tüm kıtanın faydalanabileceği şekilde yaygınlaştırmayı amaçlayan AB’nin siyasi hedefidir. Bu aynı zamanda Avrupa değerlerinin sınırlarını genişletmek demektir. Genişlemeyle AB sadece coğrafyasını büyütmüyor, siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal açılardan da genişliyor. Genişleme AB’nin küresel oyuncu olarak ortaya çıkışına doğrudan hizmet etmektedir” denildi.\n\n
KARŞILIKLI ÇIKAR \n\nAB’nin geleceğiyle ilgili çalışma yapan akil adamlar komitesinin Birlik için “ya iddialı bir küresel oyuncu olacağı ya da Asya kıtasının alakasız batı yarımadasına dönüşeceği” tespitinde bulunduğu hatırlatılan makalede, tüm yönleriyle değerlendirildiğinde Türkiye’nin AB üyeliğinde Brüksel’in çıkarının Ankara’nın çıkarından az olmadığı dile getirildi. Türkiye’nin üye olması halinde AB’ye yapabileceği katkıların detaylı şekilde anlatıldığı makalede, “Fransa eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın dediği gibi ‘AB ve Türkiye ortak kaderi paylaşıyor.’ Bu ortak kaderi teyit için Doğu ve Batı arasında diyaloğun mümkün olduğunu ve İslam’la diyaloğun sadece uygulanabilir değil aynı zamanda karlı ve verimli olduğunu ispatlamak istiyoruz. Yoksa AB 15-20 milyon Müslümanı vatandaşı olarak saymıyor mu? Dünyada barışı teşvik konusundaki ortak endişemiz kader ortaklığımızın göstergesidir” ifadesi kullanıldı.