Tarihin siciline kaydolacak önemli, ama en önemli anlardan birini sahabe şöyle anlatıyor: “Kıtlık yıllarıydı. Sıdık-ı Ekber’in dönemiydi. Allah Resulü’nün vefatından sonra Sıdık-ı Ekber’in halifelik yılları...Medine’ye develer geldi. Hz. Osman’ın (r.a.) kervanıydı bu. Yüzlerce deve. Halk açtı...Tüccarlar, hemen Hz. Osman’a geldiler, dediler ki: “Bu develeri üzerindeki yüklerle beraber bize satar mısın?” Üzerindeki malı biraz pahalıya satıp para kazanacaklardı. Halk kıtlıktaydı ya. Hz. Osman dedi ki: “Bunun fiyatı çok fazladır!” Sordular: “Ne kadardır?” Hz. Osman cevapladı: “Şu kadar...” Diyorlardı ki: “Yüzde yüz kâr veriyoruz.” Hz. Osman diyordu ki: “Daha fazla veren var.” İkinci gündü. Yine Hz. Osman’ın kapısındaydılar... “Şu develeri indir de bize sat...” diyorlardı. Hz. Osman diyordu ki: “Ne kadar vereceksiniz?” “Yüzde şu kadar” diyorlar, fiyat artırıyorlardı. Hz. Osman (r.a.) diyordu ki: “Daha çok veren var, size satamam!” Nihayet tüccarlar Hz. Ebu Bekir’e (r.a.) gittiler: “Osman pazarı kızıştırıyor. Çok para istiyor. Biz bu malları alıp ticaret yapmak istiyoruz. Hem kazanacağız, hem halkı doyuracağız. Ama o, daha çok veren var diyor. Biz öğrenmek istiyoruz nedir bu işin sırrı?”\n\n
DAHA ÇOK VEREN VAR\n\nSıdık-ı Ekber, Osman’ı çağırıyordu, sevgili dostunu: “Osman! Senin malını almak istiyorlar, satmıyormuşsun... “Doğru” diyordu Hz. Osman. Hz. Ebu Bekir (r.a.): “Malına kat kat kâr veriyorlar, niye satmıyorsun” deyince, Hz. Osman (r.a) diyordu ki: “Ey Allah Resulü’nün Halifesi! Daha çok veren var!” Sıdıkı Ekber hayret ediyor, gülümsüyordu: “Kim bu daha çok veren?..” Hz. Osman ayağa kalkıyor ve diyordu ki: “Daha çok veren Allah var, Allah veriyor!” Sonra devam ediyordu: “Ben bütün malımı Allah için hibe ediyorum. Ey müminlerin Halifesi! Al binlerce deveyi, Allah için fakirlere dağıt. Benim hesabım Allah içindi...” Osman olmak, fedakârlıkta bulunmak, feda etmek, her şeyden vazgeçmek, vazgeçebilmek...