Yakınları NSU terör örgütü tarafından katledilen ailelerin geride bıraktıgı acılar yine göz ardı edildi. Masraflar gündeme geldi, ailelerin neler çektiği unutuldu\n\nNSU adlı terör örgütü tarafından eşlerini, babalarını ve çocuklarını kaybeden acılı kurban yakınları, katillerin yargılanacağı davayı beklerken, yine farkında olunmadan paragöz suçlamasının içine çekildi. Davanın Türk basınına sabit yer verilmemesi üzerine SABAH’ın Anayasa Mahkemesi’ne başvurması üzerine üç hafta ertelenmesiyle, kurban yakınlarının yaptıkları masrafları kimin ödeyeceği gündem oldu.\n\n
MAFYA İLE İLİŞKİLENDİRİLDİ\n\nAİLELERacılarıyla boğuşurken, gündeme gelen para konusu can sıktı. Kurban yakınları cinayetlerin ardından, ‘Kusurları var ki öldürüldüler’, ‘mafya ve uyusturucu ile bağlantıları vardı’, ‘para için öldürdünüz’ gibi suçlamalarla yüz yüze kalmıstı. Cinayetlerin ardında yabancı düşmanlığı olabilecegi hiç gündeme getirilmezken, kurbanların işlettikleri dükkanlar aylarca kapalı kalınca, aileler dükkanlara kilit vurdu.\n\n
ÇOCUKLAR ÇOK ETKİLENDİ\n\nKURBANyakınlarının çocukları okullarında, ‘suçluların çocukları’ gibi gösterildiği için eğitimlerine ara verdi. Eşler, biriken dükkan borçlarının üzerine psikolojik baskı da eklenince çok zor günler yaşadı. Çocuklar ve akrabalar cinayetlerden sonra saatlerce sorgulandı, telefonları dinlendi. Taziye evine köpeklerle baskın düzenlendi. Yıllarca bu günlerin izini kapatmaya çalışan aileler, şimdi davayı bekliyor.\n\n
İşte kurban ailelerinin asla unutamayacakları:\n\n
PSİKOLOJİK ÇÖKÜNTÜ İÇİNDE\n\nNSU'nun katlettiği ilk kurban olan Ispartalı çiçekçi Enver Şimşek, geride bir eş ve iki çocuk bıraktı. Şimşek öldüğünde 38 yaşındaydı. Babaları yoğun bakımda iken yanlarında büyükleri olmadan 13 ve 14 yaşlarındaki çocukları Kerim ve Semiya sorguya çekildi. Eşi Adile Şimşek'e sürekli Enver Şimşek'in bir kadınla ilişki yaşadığı telkin edildi. Şimşek'in, uyuşturucu çeteleriyle bağlantılı olduğu sürekli gündemde tutuldu. Cinayet acısına dayanamayan Adile Şimşek, ruhen ve bedenen çöküncü çiçekçi dükkânını kapatıp, Türkiye'ye döndü., yaşadığı ağır stres ve depresyon nedeniyle 2000'den beri çalışmıyor, çocuklarıyla aynı evde yaşayamıyor. Kızı Semiya, yaşadığı acıları kitapta toplarken, oğlu Kerim Almanya’da üniversite eğitimini sürdürüyor.\n\n
EĞİTİMİNİ YARIDA BIRAKTI \n\n13 Haziran 2001'de yine Nürnberg'de katledilen Bursalı terzi Abdurrahim Özüdoğru, ardında kızı Tülin ve eşi Gönül'ü bıraktı. Anne ve kızı yaşadıkları acının ardından çeşitli hastalıklara yakalandı. Aile maddi sıkıntıya düştü. Aile geçinebilmek için bulaşıkçılık, temizlik işçiliği gibi işlerde çalıştı. Gönül Özüdoğru, 2006'dan beri çalışamıyor. Babası öldüğünde üniversite eğitimi alan Tülin Özüdoğru, cenaze nedeniyle Türkiye'ye gitmek zorunda kaldı ancak ders geçme sınavına girmesine izin verilmeyince okuluna ara vermek zorunda kaldı ve eğitimini tamamlayamadı. Bir akşam babası hakkında yazılanları okuyunca sabah uyandığında işitme duygusunu yitirdiğini fark etti. Uzun süre bu durumdan kurtulamadı. Özüdoğru'nun 71 yaşındaki annesi, ilk andan itibaren yabancı düşmanlığı vurgusu yaptı ve "Katiller dışarıda gezerken, siz ailelerle uğraşın!" tepkisi verdi ancak sözleri dikkate alınmadı.\n\n
DÜKKANLARI KAPANDI \n\nHamburg'da 27 Haziran 2001'de öldürülen Afyonkarahisarlı Süleyman Taşköprü, ardında üç yaşında bir kız çocuğu bıraktı. Manav işleten Taşköprü'nün dükkanı olaydan sonra temizlenmedi. Acılı baba Ali Taşköprü, "Ellerimle kanını temizlediğim oğlumun öldüğü yere, altın çıksa bir daha girmezdim" dedi ve manav kapandı. Taşköprü'nün anne ve babası torunlarının bakımı için cinayetten sonra gitmek istedikleri Almanya'da kalma kararı aldı. Özüdoğru'nun da sevgilisi olduğu, uyuşturucu ve mafyayla ilişkisi bulunduğu söylendi.\n\n
OKULDAN AYRILDI\n\nNSU'nun 4. kurbanı Habil Kılıç, 29 Ağustos 2001'de öldürüldü. Artvinli manav, geride 12 yaşında Damla adında kızını ve eşi Pınar'ı bıraktı. Ailenin dükkanı ve hemen üstündeki evleri aylarca kapalı tutuldu. Kazanç kapısını kaybeden aile evi terk etmek zorunda kaldı ve maddi sıkıntı yaşadı. Pınar Kılıç, bulaşıkçılık yapmak zorunda kaldı, diğer kurban yakınları gibi psikolojik tacize uğradı. Damla Kılıç, babasının mafya bağlantısı sebebiyle öldürüldüğü gerekçesiyle okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Daha 12 yaşındayken sorgulanan Damla Kılıç, DNA testine de tabi tutuldu.\n\n
40 SAAT SORGULANDILAR\n\nMehmet Turgut, Rostock'ta 25 Şubat 2004'te çalıştığı döner büfesinde öldürüldü. Kardeşi Yunus'un kimliğiyle Almanya'ya gelen Elazığlı Mehmet Turgut'un ülkede bulunan akrabaları 10 saatten az olmamak üzere 4-5 defa sorgulandı. Akrabaların telefonları dinlendi ve cinayetin arkasında aile içi şiddet, kan davası, PKK gibi nedenler arandı. Büfe işleten akrabası dükkanını kapatmak ve yaşadığı şehri terk etmek zorunda kaldı.\n\n
AĞIR BORÇ YÜKÜ ALTINDA EZİLDİLER\n\nNürnberg'de yaşayan İsmail Yaşar, 9 Haziran 2005'te öldürüldü. Şanlıurfalı olan Yaşar, cinayetten kısa süre önce eşi Belgin Ağırbaş'tan boşanmıştı. Oğlu Kerim'i geride bıraktı. Kentin en iyi dönercisi ilan edilen Yaşar, cinayet sonrası mafya ile ilişkilendirildi ve uyuşturucu bağlantısı olduğu söylendi. Olay mahaline giden eşi Belgin, bayıldıktan sonra polis merkezine götürülüp sorgulandı. Yaşar'ın dükkanından doğan borçlarını terzi dükkanı işleten eski eşi üstlendi. Ağırbaş, psikolojik baskılar nedeniyle dükkanını bir süre kapatıp Türkiye'ye dönmek zorunda kaldı.\n\n
SOKAĞA ÇIKMAYA KORKTU\n\nMehmet Kubaşık, Dortmund'da 4 Nisan 2006'da işlettiği büfesinde öldürüldüğünde arkasında en büyüğü 11 yaşında ikisi erkek biri kız üç çocuk ile eşi Elif Kubaşık'ı bıraktı. Kahramanmaraşlı olan Kubaşık ailesinin dükkanları da diğerleri gibi aylarca kapalı tutuldu. Aile, borçları ödeyemez duruma gelince büfeyi kapattı ve sosyal yardım ile geçinmek zorunda kaldı. Elif Kubaşık, cinayetin ardından 5 yıl psikolojik tedavi gördü. Katillerin ortaya çıkmasından sonra Kubaşık yeniden tedavi görmeye başladı. Kubaşık'ın evi, taziye gününde içeride 300 kişi varken köpekli polislerce basıldı ve arandı. Mehmet Kubaşık'ın kızı Gamze, babasının mafya bağlantısı sebebiyle öldürüldüğü şeklinde haberler üzerine diğer kurban yakınlarının çocukları gibi sıkıntılı günler geçirdi. Gamze Kubaşık, bir yıl evden dışarı çıkamadı.\n\n
ÇOK ŞEY İSTEMEDİLER\n\nTerör hücresinin son Türk kurbanı Halit Yozgat, Kassel'de babasına ait internet kafede öldürüldü. 21 yaşında hayata veda eden Yozgat'ın baba memleketi Yozgat idi. Almanya'da doğup büyüyen ve çifte vatandaş olan Yozgat, geride gözü yaşlı anne ve babasını bıraktı. Baba İsmail Yozgat, aylarca kapalı kalan internet kafeyi bir daha açmadı. İsmail Yozgat da cinayetin ardından uyuşturucu mafyasıyla bağlantısı olmakla suçlandı. Cinayetlerin ortaya çıkmasından sonra Yozgat'ın bir tek isteği oldu o da oğlunun doğduğu ve öldürüldüğü caddeye isminin verilmesiydi. O caddeye değil ancak yakındaki bir meydana oğlunun adı verildi. Acısı her ortamda yüzüne yansıyan Yozgat, her fırsatta oğlunun Türk olduğu için öldürüldüğünü ifade etti. Baba Yozgat, tazminat değil katillerin arkasındaki isimlerin ortaya çıkarılmasını her fırsatta dile getirdi.\n\n \n\n
Cemil ALBAY / FRANKFURT\n\n