Tarih sevdalısıysanız Taksim Meydanı'ndaki antika festivali size göre. Festival, pazar akşamı sona eriyor. Festival alanı çok renkli. Gezerken, yüzyıllar öncesine gidiyorsunuz. Gördüğünüz eşyaların objelerin nasıl hayatlardan geldiğini hayal etmeye çalışıyorsunuz. Sanatlarıyla, süslemeleriyle, el işçilikleriyle eserlerden etkilenmemek mümkün değil. Her şey mekanik, el gücüyle... Teknolojinin olmadığı bir sergi. Festivalde, ünlü ressamların tablolarından Osmanlı dönemine ait eşyalara, filmlerde kullanılan figürlerden olimpiyat hatıralarına kadar geniş bir yelpazede ürünler sergileniyor. Değerine göre kimi ürünler TL, kimileri dolar ya da euro olarak fiyatlandırılmış. Gelin hep birlikte tarihte bir yolculuğa çıkalım.
KARA KALEM İNGİLİZ PORSELEN TABAKLAR
İlk girdiğimiz stantta porselen tabaklar dikkatimizi çekiyor. Yaşı 150 yılı aşan bu tabakların özelliği üzerinde kara kalem çalışması olması. İngiltere'de yapılmış bu tabaklar. Boğaz, Sultanahmet Camii, kayık sefaları resmedilmiş tabaklara. Tabakların yanı sıra 1800'lü yıllara ait Fransız gaz lambaları da gözümüze çarpıyor. Bir tabağın fiyatı 350 TL.
SARAY İŞİ MASA, MIGIRDİÇ TABLOSU
Festivalde öne çıkan eserlerden biri de 18. yüzyıl Osmanlı dönemine ait bir seccade. 12 bin euro değerindeki seccade altın sırma işçiliğiyle, Osmanlı çiçek motifleri ile süslenmiş. Seccadenin çevresinde Ayetel Kürsi yazılı. Yine bir başka eser de, Osmanlı ressamı Mıgırdiç Civanyan'a ait İstanbul Adalar tablosu. Sahiplerinden, sanatçının en büyük tablolarından biri olduğunu öğreniyoruz. Tablo 25 bin dolara alıcısını bekliyor. Buradaki bir diğer tablo da, Alman ressam Zommer'e ait. Gözümüze çarpan bir diğer tarihi eşya da, Abdülhamit dönemine ait Eser-i İstanbul denilen saray işi çalışma masası. Sedef ve baha işlemeli masa Selçuklu motifleriyle; güneş, ay ve yıldızlarla bezeli. Bu masa da 25 bin dolar.
KÖRÜKLÜ, KARTON NOTALI LATERNA
Festival alanında dikkatimizi çeken bir başka obje de 1850 yılı Alman yapımı laterna. Fiyatı 3 bin dolar olan laterna, körük sistemiyle ve kurarak çalışıyor. Mekanizmayla gelen ses kartondaki notalara değerek müziğe dönüşüyor. Burada bir başka önemli obje de Edison'un fonografı. Evet elektrik ampulü icat eden Edison. Bunun yanı sıra silindir şeklinde balmumu plaklı ilk gramofonla silindirin üzerindeki tellerin tarak çeliğe değmesiyle oluşan notaların olduğu laterna da dikkatimizi çekiyor. Bu arada Edison'un fonografının fiyatının 2 bin dolar, çelik taraklı laternanın 4 bin TL olduğunu belirtelim.
OSMANLI'DA KESİLEN AĞAÇALARA VURULAN DAMGA
Bir balta. E, ne var demeyin. Dökme demirden yapılmış bu baltanın mührü var. Mühürde orman kelimesi ile tarihi yer alıyor. Bu mührün olduğu ağaçların, izinle kesildiği anlamına gelirmiş. Baltanın olduğu stantta bir de 230 yıllık bir eser var ki, o da, gümüş, el işçiliğiyle yapılmış Mevlevi tacı. Tacın arkasında, 'Kuyumcu Rıfat Nazıroğlu, Konya' yazıyor. 1207 tarihi de bulunuyor. Osmanlı ormancı baltasının bin dolar, Mevlevi tacının da 2 bin TL olduğu notunu düşelim.
OLİMPİYAT HANÇERİ
Stantları gezmeye devam ediyoruz. Bir başka stantta da 1952 Helsinki Olimpiyatları anısına yapılan hançer dikkatimizi çekiyor. At başının olduğu, kehribardan yapılmış hançerin üzerinde tarihi de yazıyor. Fiyatı 9 bin TL. Yine bir başka obje de, Alman Olivers marka daktilo. 120 yıllık bu daktiloda bildiğimiz gibi tuşları önden değil, yandan vurmalı. Daktilonun fiyatı 6 bin TL. Stantta bir de bronz Osmanlı ibriği var fiyatı 2 bin 500 TL.
YÜN ÇIKRIĞINDAN FİLM FİGÜRLERİNE
Objelerin ebatları ve cazibeleriyle dikkat çeken stanta uğramadan edemiyoruz. Gözümüze ilk zırhlı maymun kral çarpıyor. İtalya'dan alınan zırh giymiş maymun kral, filmlerde kullanılmış. 10 bin TL değerindeki maymun kraldan sonra, yine İtalya'dan gelen yün çıkrığı görüyoruz. 1860'lı yıllara ait çıkrığın fiyatı 4 bin TL. Burada bir başka göz alıcı eser de, dünya haritası. 1900'lerin başına ait bu dünya küresi masa gibi, ayaklı. Küre açıldığı zaman mini bir bar oluyor. Barın buz kovası bile var.
