Sezon başından bu yana birbirinden çekişmeli yelken yarışlarına ev sahipliği yapan Boğaz'ın son konuğu bu yıl ilk kez düzenlenen Vakko Sailing Cup oldu. 83 yatın kayıt yaptırdığı ve büyük bir katılım oranının yaşandığı yarış birbirinden renkli görüntülere sahne olurken, ufak tefek kaçınılmaz kazalar da yaşandı. Bu mevsim için pek de olağan sayılmayan lodos akıntıya karşı zorlanması beklenilen teknelere yardımcı olurken, izleyicilere rengarenk balon yelkenlerle gerçek bir görsel şölen de sundular.
ARAMIZA HOŞGELDİN
Yarışı Vakko'nun basın teknelerinden birinde izledim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu yarış İstanbul Boğazı'nın görüntüleriyle birlikte dünyanın her yerinde kendinden söz ettirebilir. Hele hele uluslararası katılım da sağlanabilirse. Ben İstanbul Boğazı'nda düzenlenen yarışların giderek artmasından yanayım. Çünkü başkalarına bu Boğaz'ın bizim olduğunu en kibar şekilde ancak üzerinde düzenleyeceğimiz spor aktiviteleriyle hissettirebileceğimizi düşünüyorum. Yelkenliler birer kelebek gibi Boğaz'ı süsleyecekler ve tehlikeli maddelerle dolu birbirinden büyük sevimsiz gemi geçişlerini engelleyecekler. İşin büyüsü burada... Siyaset her zaman değişiklikler gösterebiliyor. Bir gün Boğaz'da trafiğin ağırlaştırılmasına sıcak bakarlarken, ertesi gün "Aman trafiği engellemeyin. Yarış marış istemez" diyebiliyorlar. Vakko Kupası'nın yapılabilmesi için yaşanan sıkıntıları ve İstanbul Valisi Muammer Güler'in yoğun çabalarını yakından biliyorum. Vakko Sailing Cup, aynı sıkıntılarla bir daha karşılaşmamak için yarış takvimlerinde yerini şimdiden almalı. Çünkü böyle köklü bir müessesenin Türk yelkenciliğinin arkasında yer alması başka sponsorlara da mutlaka örnek olacak. Kısacası; Aramıza hoşgeldin Vakko Sailing Cup...