Ben okuduğumda inanmakta zorluk çektim; Amerika'da pek çok modern kadın için uyguladıkları diyeti bozmak, evli bir erkekle ilişki kurmaktan daha betermiş ve bu kadınlarda daha fazla suçluluk duygusu uyandırıyormuş. Esasen bu hastalığa daha çok kadınlar yakalanıyor, özellikle de aydın, gelir düzeyi yüksek kadınlarda bu saplantılar daha ciddi biçimde görülüyormuş. Benim gözlediğim kadarıyla, bu gibi hanımlar önce kendilerine hayatı zehrediyorlar. Eşlerini ve onlardan da daha etkin biçimde çocuklarını, sağlıksız yiyeceklerden korumak için tam anlamıyla bir savaş veriyorlar. Gerçi kocaların genellikle gündüz çalışma ortamlarında kaçamak yaparak 'muzır' yiyecekler yiyebilme şansları oluyor. Zavallı yavrular ise ancak zaman zaman sığınabilecekleri büyükanneleri varsa, onların sayesinde ileride yeme içmeyle ilgili konularda kompleks sahibi bireyler olmaktan korunabiliyorlar. Hiç şüpheniz olmasın, bu gidişle gelecekte yemek düşmanı kuşaklar yemekseverlerin yerini alacaklar. O zaman da dünya, Fransız yazarın üç yüzyıl önce öngördüğü biçimde, 'çok yavan, çok sıkıcı' olacak.