Sonsuza kadar 'yaşamanızı' ve ölen yakınlarınızla konuşmanızı sağlayabilecek sanal evren, son dönemde dünyanın birçok yerinde oldukça popüler bir hal aldı. Artırılmış gerçeklik teknolojisiyle kişilerin vücut dilleri, hareketleri, konuşmaları ve diğer karakter özelliklerini kaydeden şirket, bu verilerle sanal dünyada o kişileri adeta yeniden dünyaya getiriyor.
Bir "Black Mirror" bölümünden fırlamış gibi gelebilir. Yine de, yapay zekadaki (AI) ilerlemeler artık insanların mezarın ötesinden sevdikleriyle etkileşime girmesine ve sohbet etmesine izin veriyor.
California merkezli HereAfterAI dahil olmak üzere birçok şirket, gerçek insanların sanal versiyonlarını oluşturmak için AI sohbet botlarına ve sesli asistanlara güç veren teknolojiye benzer bir teknoloji kullanıyor.
Bir mobil uygulama olarak sunulan HereAfterAi, sohbet edebilen etkileşimli avatarlar oluşturmak için fotoğraflar, video röportajlar ve ses kayıtları kullanılıyor.
Yine Los Angeles'ta bulunan You, Only Virtual, "sevdiğiniz kişiyle aranızdaki ilişki dinamiklerini sohbet yoluyla yeniden yaratmaya - birinin vefatı üzerine otantik iletişim sağlamaya" çalışıyor.
Tel Aviv, İsrail merkezli Hour One, herkesin canlı insanlardan herhangi bir girdi almadan "kamera önünde" konuşabilen tamamen dijital bir klonunu oluşturmasına olanak tanıyor.
Girişimci Artur Sychov tarafından kurulmuş. "Life Forever", "Sonsuza dek yaşa" projesi ile aylık 59 Euro'ya bu teknolojiden faydalanmanız mümkün.
Bunun içinse kavuşmak istediğiniz o kişinin ses örneklerinden nasıl hareket ettiğine bazı verilerin dijital ortama aktarılması gerekiyor.
Öte yandan DeepBrain AI firması da ölen kişilerin yapay zekâ ile yaratılan hologramı ile -her sohbet için bin sterlin (35 bin TL) ödeyenlere- video görüşmesi imkânı sağlıyor…
Ancak teknolojinin böylesine ilerlemiş olması bazı psikologlar için oldukça korkutucu. İnsanlar bu teknolojiyle beraber kaybettikleri veya kavuşamadıkları yakınlarının acısını yaşamak yerine bu durumu kabullenmemeyi tercih ediyor.
Bu da şizofreniye kadar birçok psikolojik rahatsızlığa yol açabiliyor. Teknolojinin içine doğan Z ya da Alfa kuşakları bunu "tehdit" olarak görmese de insanlığın temel değerlerine müdahale edilmesi insanlık açısından büyük bir tehdit olabilir.
