Tosunlar Mahallesi Manastır mevkisinde başlayan ve yerleşim yerlerine sıçrayan yangını kontrol altına alma çalışmaları gece de devam etti. Havanın aydınlanmasıyla hava unsurları da alevlerle mücadeleye destek verdi.
Çalışmalar, İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı 2 uçak, 9 helikopter, 35 arazöz, 9 su ikmal aracı ve 4 dozer ile yürütülüyor.
Tosunlar ve Suçıktı mahallelerinin ardından Köseler Mahallesi de tedbir amacıyla tahliye edildi. Tosunlar Mahallesi'nde birçok ev zarar gördü.
81 YAŞINDAKİ YATALAK KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Suçıktı Mahallesi'nde alevler 81 yaşındaki İbrahim Erkan'ın evine sıçradı. Evde yalnız olan yatalak Erkan yangında hayatını kaybetti.
Yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgar nedeniyle, yangın riskinin çok yüksek olduğu akut bir dönem yaşıyoruz. Ülkemiz, Akdeniz iklim kuşağında yer alması nedeniyle, orman varlığının %64'ü yangına hassas bir bölgede yer almaktadır. İklimsel etkiler nedeniyle yanan alanlarda, son 10 yıla göre dünya genelinde tam 2 kat artış yaşanmıştır. Yangınlar, son 10 yılda daha çok şiddetlenmiştir.
Çok yüksek kapasitede hava gücüne sahip ABD'de, Kaliforniya eyaletinde çıkan orman yangınları ancak iki haftada kontrol altına alınabilmiştir. Şiddetli rüzgar nedeniyle hava araçları verimli kullanılamamıştır. Bu yangın, 12.000'den fazla yapının hasar görmesine ya da tamamen yok olmasına neden olmuştur. Ayrıca 180.000'den fazla kişi, yangınların tehdidi nedeniyle bölgelerden tahliye edilmiştir.
Bu durum, yangına müdahalenin sadece hava araçlarıyla mümkün olmadığını kamuoyunun gözleri önüne bir kere daha sermiştir. Oluşturulan olumsuz algıların aksine ülkemiz bir seferde havadan su atma kapasitesini 73 tondan tam 438 tona yükseltmiştir.
Bu veri hava gücümüzü yansıtması bakımından son derece önemlidir. Yangın esnasında temel gücümüz olan kara ekiplerimizle, ormanın derinliklerinde müdahalede bulunuyoruz. İş makinelerimizle, yangının atlamasını önleyecek şeritler ve boşluklar oluşturuyor, yanıcı maddeleri azaltıyoruz.
Yangının ilerleyişini hava ekiplerimizle durduruyor ve kara ekiplerimizle yangını kontrol altına alıyoruz. Oluşturduğumuz yangın havuzları ve göletleriyle helikopterlerimizin ring düzeni içinde seri müdahalede bulunmasını sağlıyoruz. Uçaklarımız da bu müdahaleye destek veriyor.
Ancak uçaklar, hava trafiğini ve helikopterlerin seri müdahalesini bozmayacak dikkatte kullanıldığı için uçak müdahalesi daha seyrek bir görünüm sergilemektedir. Su dolum süreleri, havaalanı uçuş prosedürleri, hava trafiğinin uygun duruma getirilmesi, yakıt ikmali ve uçakların deniz ve barajlardan su alması nedeniyle geçen süre, bu algıya sebep olmaktadır. Bu nedenle kamuoyu tarafından "yeterli uçağımız yok" algısı oluşmaktadır.
Tonaj bakımından, uçaklarımızdan daha fazla su atabilen helikopterlerimiz mevcuttur. Bu, uçağa kıyasla aynı sürede defalarca yangına su atımı sağlama avantajı sunmaktadır.
Hava trafiği açısından, aynı anda onlarca hava aracının havada görev yapması, yüksek riskler teşkil etmektedir. Tüm araçlarımız; etkinlikleri ince hesaplanarak, yüksek teknolojili karar destek sistemlerimiz ve yangın tecrübesine sahip yönetim merkezi personelimizin uzmanlığıyla sevk ve idare edilmektedir."
