Yüz yüze eğitim, herkes için hem heyecan verici hem de kaygıların arttığı bir süreç haline geldi. Fakat aslında yüz yüze eğitimi herkes için hem psikolojik hem de fiziksel olarak sağlıklı bir biçimde geçirebiliriz. Bu süreçte neler yapılması gerektiğini ve karşılaşılabilecek durumları Psikolog İnci Peşkircioğlu anlattı.
Uzun bir süre uzaktan eğitimle geçen eğitim hayatının ardından tekrar yüz yüze eğitime geçiliyor. Bu süreç çocukları olumlu ve olumsuz açıdan nasıl etkileyebilir?
Akranlarıyla birlikte okullarında, sınıflarında olması gereken çocuklarımız pandemi nedeniyle çok uzun bir süredir uzaktan eğitim görüyorlar. Uzaktan eğitim sürecinde çocukların çok uzun süreler ekran karşısında hareketsiz bir şekilde oturması hem fiziksel hem de zihinsel sağlıkları başta olmak üzere çok alanda sorun yaşamalarına neden oldu. Bu eksiklerin telafi edilebilmesi anlamında yüz yüze eğitime geçilmesinin olumlu etkilerinin çok fazla olacağını söyleyebiliriz. Çocuklar, öğretmenleri ve akranlarıyla birebir iletişim içerisinde olarak öğrenme şansı elde edeceklerini ve uzun bir süredir kaybettikleri sosyalleşme şansını tekrar yakalayacaklarını düşünüyorum. Hareketsiz zamanların yerine okul bahçelerinde, sokakta ve sınıfta kendilerine alan bulacak olmaları muazzam bir değişime de yol açacaktır.
Olumsuz olarak ise virüsün tam olarak ortadan kalkmaması nedeniyle öğretmenlerin, öğrencilerin ve ebeveynlerin sağlık kaygısı yaşamaları muhtemeldir ama öğretmenlerin ve velilerin eksiksiz aşılanması ve pandemi kurallarına uyması ile birlikte bu sorunun da üstesinden gelinecektir.
Çocukların adaptasyon süreçlerinde ortaya çıkabilecek zorlukların üstesinden nasıl gelebiliriz? 1.5 yıllık uzaktan eğitimin ardından çocukları yüz yüze eğitime nasıl adapte edebiliriz?
Evlerde geçen yaklaşık 1.5 yılın ardından çocukların okula dönerken uyum sorunları yaşaması normaldir. Öncelikle bu durumun her çocuk için geçerli olduğunu, benzer kaygı ve korku duygularına sahip olduklarını unutmayalım. Ebeveynler ya da bakım verenleri olarak atacağımız ilk ve en önemli adım onların bu duygularını kabul ederek yalnız olmadıklarını hissettirmek ve destek olmaktır. Daha sonra uyum süreçlerini kolaylaştırmak için onlarla birlikte konuşarak birlikte bir uyum planı geliştirebilirsiniz. Okulu, sınıfı ve sınıf arkadaşları hakkında konuşabilir, okulda neler yaşayabileceği üzerine detaylı sohbetler yapıp rahatlamasını sağlayabilirsiniz. Bunun yanında okul saatlerine daha kolay uyum sağlayabilmesi için pandemi döneminde bozulan uyku ve yemek saatlerini düzenlemek ve belli bir rutini takip etmek çok önemldir.
Hangi yaş grupları bu süreçten daha fazla etkileniyor?
Bu dönem hepimiz, biz yetişkinler için bile zorlayıcı oldu. Bu nedenle şu ya da bu yaş grubu daha fazla etkilendi demek çok doğru olmayabilir. Tabii ki okul çağındaki, akranlarıyla paylaşımda bulunabilecek yaş grubundaki çocuklar bundan çok daha fazla etkilendi. Alıştıkları bir düzene veda edip bambaşka bir süreç yaşadılar ve bu süreçte arkadaş desteğinden ve onlarla yaptıkları paylaşımlardan mahrum kaldılar. Sosyalliklerini ve fiziksel hareket özgürlüklerini kaybettiler ve bu kayıplar her yaş grubundan çocuğu farklı şekillerde etkiledi ve hala etkilemeye devam ediyor.
Pandemi döneminde okula yeni başlamış olan çocuklar, bir anda kendilerini yüz yüze eğitimde bulacaklar. Onlar için bu süreç, adaptasyon konusunda nasıl bir değişim gösterecek?
Çocuklar, normal düzeni düşündüğümüzde yüz yüze eğitim ile başlayıp okullarına bu şekilde devam ediyordu. Bu sene ilk defa okula başlayacaklar için yüz yüze eğitimle okula başlayabiliyor olmaları bir avantaj olarak düşünülebilir. Diğer taraftan eski yüz yüze eğitim düzeninden farklı olan bir yanı da var. Maskesiz bir şekilde daha rahat koşullarda eğitime başlayan çocuklarımıza kıyasla bu sene başlayacak olan grubu maalesef birçok yeni kural bekliyor. Öğretmenlerinin sıcak gülümsemesi yerine maske görecekler, kucaklaşma için bir süre daha beklemeleri gerekecek ve adaptasyon süreçlerinde ebeveynlerin okul bahçesine, binasına alınamaması nedeniyle kapıda vedalaşmak zorunda kalınması gibi birçok zorlukla karşılaşacaklar. Bu noktada en sağlıklı yöntem, ebeveynleri ve öğretmenlerin çocukların bu kaygısını göz önünde bulundurarak onların duygularına, kaygı ve korkularına kulak vererek bu süreci yürütmeleridir. Her konuda doğru bilgiler vererek, çocukların yaşların uygun olarak merak duygularının giderilmesi, kuralları ve bu kuralların neden koyulduğunu anlatarak ilerlemek çok önemlidir. Kurallara uyulmaması durumunda yaşanabilecek olumsuz sonuçları çocuklara uygun bir dille aktarmak çocukların bu yeni düzene uyumunu kolaylaştıracaktır.
Yalnızca çocuklar değil, ebeveynler için de farklı bir dönem oldu. Yüz yüze eğitime dönüşte ebeveynlere verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?
Bu dönem ebeveynler için de ayrı zorluklar içeren bir dönemdi. Çocuklarıyla birlikte onlar da kendilerini ekran karşısında uzaktan eğitimi takip ederken buldular. Hem çocuklarının psikolojisini desteklemek hem de bir akademik kayıp yaşanmaması adına belki dersleri ve okul süreçleriyle çok daha fazla haşır neşir olmak durumunda kaldılar. Şimdi yüz yüze eğitimin başlaması ile birlikte bu dönemi çocukların kayıplarını telafi edebilecekleri, eski düzenlerine kavuşabilecekleri yeni bir döneme giriş olarak görmeleri çok önemlidir. Elbette çok uzun bir süre okullarından sınıflarından ayrı kalan çocuklarda uyum problemleri gözlenecektir ama bunun geçici olduğunu ve çocukların uyumlanabilme kapasitelerinin çok yüksek olduğunu bilsinler. Bu dönemde ebeveynlerin çocuklarına karşı daha sabırlı, daha toleranslı ve kucaklayıcı olması çok kıymetlidir. Çocuklarınızın çok bir dönemi geride bırakıp yeni bir düzene adım attığını unutmayın. Her yenilik içinde barındırdığı heyecan kadar kaygı da barındırır. Onların kaygılarını anlayıp gereken desteği vermeniz durumunda her şey yoluna girecektir.
Adaptasyon sürecinde çocuklarla nasıl konuşmalıyız?
Adaptasyon yani uyum süreci dediğimiz şey aslında bütünüyle zihnimizin ve bedenimizin kendini yeni olan bir durum karşısında rahat hissediyor olmasıdır. Bu rahatlığı kazanabilmenin yolu kişinin kendini güvende hissetmesinden geçmektedir. Bunu göz önünde bulundurduğumuz zaman çocuklarımızın kendini güvende hissedeceği bir ortam sağlamak çok önemlidir. Ebeveynler olarak bu süreçte çocuklarımızla konuşurken sakin ve güvenli bir tonda konuşmamız, onların endişelerine kulak veren bir yerden onları dinlememiz çok kıymetlidir. Her çocuk eşsizdir dolayısıyla korkuları, kaygıları ve hissettiği duygular da bambaşkadır. Önce çocuğumuzun hangi duyguları hissettiğine kulak verip, onları anlamak daha sonra bu duygularının üzerine giderek, konuşarak, ihtiyaç hissettiğinde yanında olup destek vererek kendilerini güvende hissetmelerini sağlamalıyız. Kendi çocukluk dönemimize inip onunla zamanında benzer hisler yaşadığımızı ve bunları atlattığımızı aktarabilir ve ona yalnız olmadığı duygusunu verebiliriz. Ebeveynler ve bakın verenleri olarak bu noktalara dikkat ederek, sağlıklı bir iletişim içerisinde, sakin kalarak, güven verici konuşmalar yapmanın sürece olumlu etkisi olacaktır.
Yüz yüze eğitimde, yeniden bir araya gelmeyle oluşabilecek sağlık endişeleri, çocuğun eğitiminde ve adaptasyonunda nasıl bir etki ortaya çıkarabilir? Bu endişeyi nasıl ortadan kaldırabiliriz?
Pandemi boyunca yaşanan vakalar ve vefat sayılarındaki artış hepimizi kaygılandırıyor. Özellikle kapalı ortamda çok uzun saatler geçirecek olan öğretmen ve öğrencilerde kaygının gözlenmesi normal. Yüz yüze eğitim için çocuklarını okula gönderen ebeveynlerde de durum çok farklı değil. Bizler ebeveyn olarak kaygılanırken bu durumu bir de çocuklarımıza yansıtmamalıyız. Kendi endişelerimizi devamlı çocuklarımızın yanında dile getirirsek, onların yanında öğretmeniyle ve kurumla bu korkularımızı paylaşırsak çocuklarımızda bu durumdan fazlasıyla etkilenecektir. Burada en önemli nokta, sakinliğimizi koruyarak kaygılarımızı çocuğumuz yanımızda değilken dile getirmek olmalıdır. Tedbirlerin alınıp alınmadığını kontrol etmek, gerekirse önlem alınması konusunda sürece müdahil olmak bu kaygılarımızı ortadan kaldırabilir.
Okul öncesi dönemdeki çocuklara, yalnızca okula değil aynı zamanda pandemi koşullarında mesafe ve maske koşullarına da nasıl alıştırabiliriz?
Maske ve mesafe kuralları son 1.5 yıldır hayatımızdalar ve bu durumda hepimiz istemesek de alışmışmış durumdayız ama genellikle evde vakit geçiren çocuklarımız için bu kurallar hala uyulması zor kurallar olabiliyor. Bu noktada çocuğumuzu alıştırmak için öncelikle kendimiz iyi bir örnek olmalı ve her durumda bu kurallara uyduğumuzu çocuklarımıza göstermeliyiz. Bunun yanında hayatımızda olan bu hastalıkla ilgili gerçek bilgileri, çocuğumuzun yaşına uygun bir şekilde ona anlatmalı ve neden bu önlemleri almamız gerektiğini açıklamalıyız. İlk konuşmada kesin bir anlayış ve kurallara harfiyen bir uyum beklemek gerçekçi olmayacaktır ama tekrarlanan sohbetlerle ve eksik kalınan noktalarda yapılan uyarılarla birlikte çocuğun bu kurallara uyumu her geçen gün artacaktır. Çocukların uyum kapasiteleri bizden çok daha fazladır bunu hiç unutmayalım, şartlar ne olursa olsun bazen süreç uzun olsa da çocuklar çok iyi uyum gösterecektir.
Bu süreçte öğretmenlere neler tavsiye edersiniz? Öğretmenler çocukları, okul içerisinde nasıl bir yol izlemeli?
Öğretmenler de diğer birçok meslek gibi bu dönemi farklı zorluklar yaşayarak atlattılar. Kendilerinin duyduğu kaygının yanında bir de ebeveynlerine ve öğrencilerin kaygılarını omuzlarına almak durumunda kalacaklar. Bu sürecin iyi bir şekilde atlatılabilmesi için öğretmenlere de büyük sorumluluklar düşüyor. Okul içerisinde alınacak tedbirler konusunda çok özenli olmaları, çocukların ve kendilerinin sağlığı için maske ve mesafe kuralının uygulanması için çaba göstermeleri önemlidir. Hali hazırda uzun ve zorlayıcı bir süreçten çıkmış çocuklara karşı eskiye oranla daha sabırlı ve anlayışlı olmalarını, kimseyi ayırt etmeksizin kucaklayıcı bir yaklaşımla çocuklar için güvenli ortam yaratmalarını tavsiye ederim. Güven sağlanırsa geri kalan her şey sırasıyla yerine oturacaktır.
Lise dönemindeki gençler, sınava hazırlanacak öğrenciler de pandemi sürecinde uzaktan eğitim ile eğitimlerini almaya devam ettiler. Yüz yüze eğitime geçtiklerinde eğitim süreçleri ve psikolojileri nasıl etkilenebilir? Sınava hazırlık döneminde olan öğrencilere nasıl bir alışma rutini önerirsiniz?
Sınav nedeniyle yüksek kaygı yaşayan gençlerin omuzlarına bir de pandeminin yükü binince çok yıprandıkları bir süreç geçirebiliyorlar. Özellikle yüz yüze eğitime geçişin gençlere üzerinde olumlu etkilerinin çok daha fazla olacağına inanıyorum. Uzaktan eğitim nedeniyle konsantrasyon sorunu yaşayan çok fazla çocuğumuz var ve yüz yüze eğitim bu noktada odaklanabilmeleri, ders ve diğer saatleri birbirinden ayırt edebilmeleri konusunda çok yardımcı oluyor. Okula gidiş ile birlikte belli bir rutine sahip olan çocukların zaman yönetimi konusunda daha başarılı olduğunu ortaya koyan çok fazla çalışma vardır. Bu nedenle sınırları belli olmayan bir uzaktan eğitime oranla yüz yüze eğitim daha fazla motivasyon sağlamaktadır. Psikolojik etkilerinden de söz edecek olursak, eve kapanma ile birlikte akranlarından, arkadaşlarından ayrı kalan çocuklar iletişim konusunda çok fazla sıkıntı yaşadılar. Sınavlara yönelik duydukları ortak kaygıyı paylaşabilmeleri ve birbirine destek olabilmeleri açısından bir arada olmaları, günün büyük çoğunluğunu beraber geçirmeleri çok kıymetlidir. Bu süreçte yalnız olmadıklarını bilmek, tüm arkadaşlarıyla ortak bir mücadeleyi sürdürüyor olduğunu bilmek psikolojik sağlamlıkları açısından da kritik bir öneme sahiptir.
Yüz yüze eğitimle birlikte rahatlıkla takip edebilecekleri bir günlük program oluşturmalarını, ders çalışma ve diğer faaliyetlere ayrılan zamanları iyi belirlemelerini ve bu dönemde kendilerini iyi hissetmeleri açısından yaptıkları bu programa bağlı kalmalarını tavsiye ederim. Zorlu bir süreçten çıktıklarını bile kendilerine çok fazla yüklenmeden, önce küçük hedefler koyarak ilerlemelerini, başarmanın gururunu ve mutluluğunu yaşayarak hedef yükseltmelerini öneririm. Başarılması çok zor hedefler koyarak hayal kırıklığına uğramak yerine küçük ama sağlam adımlarla gitmeleri çok önemlidir.