11 ayın sultanı ramazan, bu yıl da kapımızı çaldı. Bugün birçok evde oruçlar tutuldu ve ilk iftar heyecanla bekleniyor. İlk günün cumartesi gününe denk gelmesi, çocukların da tekne orucu tutmasına vesile olmuş olabilir. Hatta "Anne beni de sahura kaldır" cümlesine, tatil olduğu için anneler kayıtsız kalmamıştır. Ne de olsa ramazan biraz da çocukların ayı... Kalabalık iftar sofralarına şahit oldukları, arkadaşları ile görüşecekleri için heyecan duydukları davetlere katılacakları, evin gece de hareketli olduğu eğlenceli bir ay Ramazan.
Ramazanın birleştirici, yardımlaşmanın üst seviyede olduğu, saygı, sevgi, ve hoşgörü dolu ruhunu çocuklarımıza mutlaka yaşatmalıyız. Bunun için ne yapabiliriz? Önce evimizi ramazanın manevi atmosferine uygun bir şekilde süsleyebiliriz. Yıllar önce başlattığımız ramazan penceremde akımı ile bu coşkuyu sokağa da taşıyabiliriz. Evlerimize ışıklar asalım, duvarlarımız "Hoş geldin ramazan" yazan süsler koyalım... Renk renk balonlar, ay yıldız figürleri ile çocuklarımıza 30 gün sürecek manevi bir iklim oluşturalım. Büyüdüklerinde "ah o çocukluğumdaki ramazanlar" diyerek başlayacakları anılar biriktirmelerine vesile olalım. Aile olmanın, akraba, komşu olmanın tüm güzel taraflarını yaşayarak gösterelim onlara...
KÜLTÜRÜMÜZÜ DE ÖĞRETELİM
Kültür ve tarihimizin birçok güzelliği var. Önce bunları kendimiz öğrenip sonra da çocuklarımıza aktarabiliriz. Mesela zimem defteri, borçların yazıldığı defter anlamına gelir. Osmanlı'da hali vakti yerinde olanlar, zimem defterlerindeki borçları ödeyerek yoksullara yardımcı olurlardı. Diş kirası, yine Osmanlı döneminde verilen iftar yemeğine katılanlara, özellikle yoksullara, iftar sonrası diş kirası denilen hediyeler verilerek uğurlanırlardı. Para, altın ya da çeşitli hediyeler olurdu bunlar... Bir diğer geleneğimiz de sadaka taşıydı, genellikle cami gibi yerlerde bulunurdu bu taşlar. Buraya ihtiyaç sahiplerinin alması için para bırakılırdı. Böylelikle yardım eden de yardımı alan da birbirini görmezdi.
YARDIM KUTUSU VE MERHAMET
yardımlaşma ayıdır. Çocuklarımızla birlikte bir yardım kutusu yapıp her gün harçlıklarının bir kısmını bu kutuya atmalarına teşvik edebiliriz. Ay sonunda bu kutuda biriken paraları ihtiyacı olanlara yardım etmek için kullanabilirsiniz. Ayrıca etrafımızda hasta, yalnız yaşlılar varsa onları birlikte ziyaret etmeli, merhameti de çocuklarımıza göstermeliyiz. Evimizde pişen yemeklerden komşularımıza da götürelim. Bu kültürümüzü çocuklarımıza öğretelim.
İNTERNETTEN İNDİREBİLİRSİNİZ
Ev süslemesini yapabilmek için bütçemizi zorlamaya gerek yok. Çocuklarımızla çizip boyadığımız süsleri de asabiliriz. Gazete ve dergilerden kestiğimiz harfler ile de "Hoş geldin ramazan" yazabiliriz. İnternette ramazana özel süsler hazırlamış ve bunları ücretsiz bir şekilde indirip kullanımınıza sunan siteler var. Buralardan yararlanabilirsiniz. Tabii, en güzeli bu etkinlik, çocuklarınızla birlikte eğlenceli vakit geçirmenizi sağlayacak.
OKUMA ÇADIRLARI...
Eve çocuklarınız için yapacağınız ramazan çadırı bir başka sevindirecektir onları... Oyun çadırlarını da rahatlıkla ramazan çadırına dönüştürebilirsiniz. Hatta evde bir çadırınız yoksa buna bütçe de ayırmak istemiyorsanız birkaç çarşaf ve yastık da işinizi görecektir. Yeter ki, burayı ışıl ışıl parlayan, üzerinde ramazana dair figürlerin bulunduğu çocuğunuza özel bir alana çevirmiş olun. 30 gün boyunca bu çadırda çocuklarınıza ramazanla ilgili hikayeler anlatabilir, kitaplar okuyabilirsiniz. Muhtemelen çocuğunuz iftara gelen arkadaşlarını da burada ağırlamak isteyecektir.
TERAVİHTE CAMİYE
Eğer teravih namazı için camiye gidecekseniz, çocuklarınızı da yanınıza alın. Onlar için sosyalleşebilecekleri ve toplum içinde ramazanın nasıl yaşandığını gözlemleyebilecekleri bir alan burası... Yaşına göre davranışları değişecektir, kimi dizinizin dibinde oturup sizinle namaz kılacak kimi de caminin engelsiz ortamında koşturmak isteyecektir. Çocuklarımıza camide nasıl davranılması gerektiğini öğretmekle birlikte koşturmasına da izin vermek gerekir. Çünkü cami en çok çocuklarındır ve Allah'a yakın oldukları bu ortamı hep neşe ve huzurla hatırlamalılar... Bırakın, yüzlerce tespihin renkli dünyasında kaybolup halıların desenleriyle oyun oynasınlar... Tabii, dikkatli olmayı da ihmal etmeyelim.
HER GÜNE BİR ETKİNLİK
Ramazan için 30 günlük bir etkinlik takvimi hazırlayabiliriz. Her gün için çocuğumuza bir görev verebiliriz. Mesela bugün görevi, iftar sofrası için yardım etmek olabilir. Yarın hurma tabaklarınız hazırlayabilir. Ya da bir dua ezberlemek, peygamberimiz hakkında yeni bir bilgi öğrenmek, ramazan pidesini almak gibi görevler de olabilir... Çocuğunuzun ilgi alanına göre bu listeyi genişletebilirsiniz. Ancak sonuna bir ödül eklemek de onları motive ediyor. Bunu da unutmayalım...
İFTARA ARKADAŞIM GELİYOR
İftar davetleri bizim kültürümüzde büyük önem taşır. Hazırlıklar günler öncesinden başlar. Biz sevdiklerimizi iftara davet ediyoruz, işte bu hakkı çocuklarımıza da vermeliyiz. Sevdiği arkadaşlarını iftara davet edip bu kültürü onlarla birlikte deneyimlemesini sağlayabiliriz. Tabii, ailelerin kontrolünde olacak şekilde...
GÜNÜN MENÜSÜ MİNİKLERDEN
İftarda ne yemek olacağınız çocuklar merak eder. Muhtemelen gün boyu annelere bu konuda baskılar yapılacaktır. Sonuçta tekne orucu tutmak da kolay değil, insanın canı neler yemek istiyor... İşte özellikle çocuğumuzun oruç tuttuğu günlerde iftar soframızı onların istedikleri yemekler ile hazırlayalım. Bu onlara hem kendilerini özel hissettirecek hem de oruçla mutlu bir bağ kurmalarına vesile olacaktır.
SABIR AYI OLDUĞUNU GÖSTERELİM
Tabii, ramazan sadece yemekle alakalı değildir. Geniş iftar ve sahur sofralarının yanında, oruç tutarken dilimizin de oruç tuttuğunu, hoşgörü, saygı, sabır ve birçok manevi gerekliliği çocuklarımıza anlatmalıyız. Açlığa sabır gösterirken, trafikte kavga etmemeli, iş yerinde gereksiz huzursuzluk çıkarmamalı, aile içinde tatlı dilli olmalıyız. Tüm bunları hareketlerimiz ile göstererek çocuklarımıza örnek olmalıyız.
