Oyunculuğunun yanı sıra annelik süreciyle de dillerden düşmeyen Hazal Kaya, katıldığı bir programda kurtulamadığı kilolalarını nasıl geride bıraktığını açıkladı. Doğumdan sonra nasıl 0 bedene döndüğüne dair verdiği ipuçlarıyla sosyal medyada gündem olan yıldız, tüm kariyeri boyunca sıklıkla aldığı kilolarla da konuşuluyordu. Peki bu kiloları nasıl verdi? İşte detaylar…
Hazal Kaya katıldığı programda herkesin merak ettiği kilo verme sırrının düşük şekerle beslenmenin yanı sıra asıl noktanın "yemek yeme sırası" olduğunu açıkladı. Kaya'nın bir diğer ipucu ise; yemekten önce sirkeli su içmek.
Bu ipuçlarının hayatını nasıl değiştirdiğini açıkladığında ise büyük ilgi çeken Kaya, ne doğum kilolarından ne de diyabetinden eser kaldığını da açıkladı. Peki bu adımlar neler ve nasıl işe yarıyor?
Kaya, yemek sıralamasında ilk önce sebze, ardından et yediğini en son olarak ise karbonhidrata geçiş yaptığını anlattı. Fakat buradaki en önemli detaylardan biri; düşük şeker oranına sahip bir beslenme sistemi ve yemekten hemen önce içilen sirkeli su. Bu sürecin nasıl işe yaradığının bilimsel detaylarını ise sizler için derledik.
Biyokimyacı ve yazar Jessie Inchauspe, kan şekeri yükselmelerini önlemek için bu beslenme sisteminin en iyi tercihlerden biri olduğunu söylüyor.
Inchauspe, yiyeceklerin tüketilme sırasını değiştirmeyi içeren ve glikoz seviyelerini dengeleyip ek yağ birikimini önleyebilen bir teknik olduğunu açıklamıştı. İşte Hazal Kaya'nın uyguladığı teknik de tam olarak bu bilgiye dayanıyor.
Inchauspe'ye göre; yemeği belirli bir sırayla yemek, öğünün glikoz artışını %75'e kadar azaltabiliyor. Üstelik ne kadar ve ne yediğinizin bu aşamada önemi yok. Fakat sıralamasını değiştirmek bile glikoz üzerinde büyük bir etkisi bulunuyor.
"Doğru sıralama, önce sebze, sonra protein ve yağ, en son nişasta ve şekerdir" diyen Inchauspe, glikozun artış sürecini yavaşlayarak yağ birikiminin de önüne geçilebildiğini açıkladı.
Birçok restoranda ana yemekten önce ekmek servis edildiğine dikkat çeken Inchauspe, "Ekmeği ana yemekten önce yememek çok önemli çünkü ekmek bir nişastadır" uyarısında bulundu. Sindirdiğimizde glikoza dönüşen şeker ve nişastayı yemeğin en son noktasına almak bu nedenle büyük önem taşıyor.
Inchauspe bu süreci; "Aç karnına glikoz içeren bir şey yediğimizde, nişasta midenizde glikoz moleküllerine parçalanır. Sonra bağırsaklarınıza ve kan dolaşımınıza çok hızlı bir şekilde ulaşır çünkü onu durduracak hiçbir şey yoktur" diyerek açıkladı.
Inchauspe, yemeğinize lif içeren sebzelerle başlarsanız, lifin mideden üst bağırsağa geçerek orada 'koruyucu kalın bir ağ tabakası' oluşturduğunu belirtti.
Bu ağ, makarna, beyaz ekmek ve gazlı içecek gibi daha sonra tüketilen yiyeceklerin neden olduğu glikoz yükselmelerini büyük ölçüde azaltır.
Şekerin bağırsaklardan geçişini yavaşlatır, böylece kan dolaşımınıza girme hızı ve etkinliği azalır.
Inchauspe, yine aynı yemeği yemenize rağmen önce biraz sebze yediğiniz içi glikoz artışının yavaşladığını belirtti.
Ayrıca, en iyi etkiyi elde etmek için, çiğ veya pişmiş olsun, her türlü sebzenin ana yemekten önce tüketilmesi gerektiğini söylüyor.
Hazal Kaya'nın bir diğer sırrının ise "sirkeli su" olduğundan bahsetmiştik. Peki yemekten önce içilen sirkeli su ne işe yarıyor?
Elma sirkesi, özellikle insülin direnci olan kişiler için kan şekeri seviyelerini kontrol etmenin doğal bir yolu olarak sıklıkla önerilen yöntemlerin başında geliyor.
Yüksek karbonhidratlı bir yemekten önce alındığında, sirke mide boşalma hızını yavaşlatır ve büyük kan şekeri yükselmelerini önlediği ortaya çıktı.
Ayrıca, vücudunuzun kan dolaşımından daha fazla glikozu hücrelerinize taşımasına yardımcı olan insülin duyarlılığını iyileştirir ve böylece kan şekeri seviyelerini düşürüyor.
Üstelik bu etkinin oluşması için sadece az miktarda elma sirkesi yeterlidir.
Genellikle, yemeklerden önce 4 çay kaşığı elma sirkesi almanın, yemekten sonra kan şekeri seviyelerini önemli ölçüde düşürdüğü keşfedildi.
Buradaki en önemli ayrıntı, mutlaka sirke su ile karıştırılmalı ve yüksek karbonhidratlı bir yemekten hemen önce tüketilmelidir.
