Yaş almak hepimizin varoluşundaki oldukça doğal bir süreç fakat bu noktada dikkat edilmesi gereken; "sağlıklı bir yaşlanma süreci" izlemek. Örneğin; ikisi de 70 yaşında olan insanlardan birinin 30'larındaki kadar dinçken, diğerinin halsiz ve kronik hastalıklarla mücadele ettiğini görmemizin ardında birkaç önemli faktör bulunuyor. Bunlardan biri de beslenme. Yaşlanmaya karşı kendinizi korumanın en iyi yolu, neler tükettiğinize dikkat etmektir. İşte gençleştiren o besinler…
Her besin, kendine özgü faydasıyla birçok kronik hastalık ve yaşlanma etkisiyle mücadele edebilir. Antioksidanlar, flavanoller, vitamin ve mineraller ile tüm vücudu yenileyebilecek bir kapasiteye sahip doğru besinleri seçmeniz halinde sağlıklı ve dinç bir yaşlılık dönemi geçirebilirsiniz.
BADEM
2021'de yapılan bir araştırma, yaklaşık altı ay boyunca günde iki avuçtan fazla badem tüketen açık tenli, menopoz sonrası kadınlarda bademlerin kırışıklık görünümünü ve pigmentasyonu azalttığını gösterdi.
Badem, cilt dokusunun ihtiyaç duyduğu esansiyel yağ asitleri açısından zengindir ve 28 gramlık bir avuç başına yaklaşık 7 mg antioksidan E vitamini sağlar; bu rakam, günlük ihtiyaçlarınızı karşılamaya fazlasıyla yeter.
HAVUÇ
Havuç ve diğer turuncu-kırmızı meyve ve sebzeler (domates, kırmızı biber, tatlı patates, kavun ve kayısı gibi) cilt üzerinde kozmetik bir etkiye sahiptir ve altın ışıltısını artırır.
Hepsi doğal olarak oluşan bir tür pigment olan karotenoidler açısından zengindir. Behavioral Ecology dergisinde yapılan bir araştırma, bunun insanların yüz çekiciliği algısını artırdığını buldu.
DOMATES SALÇASI
Domateslerdeki kırmızı likopen pigmenti, kalp krizi ve felç riskinin azalmasıyla olan bağlantısıyla daha iyi bilinir.
Ancak likopen aynı zamanda doğal bir güneş koruyucudur ve hücrelerimizde UV kaynaklı güneş yanığı ve kırışıklıklara karşı koruma sağlar. Domatesler pişirildiğinde veya güneşte beklediğinde daha fazla likopen verir; bu nedenle domates salças tüketin.
ZEYTİNYAĞI
İsveçlileri, Yunanlıları ve Avustralyalıları kapsayan bir çalışmada, tekli doymamış yağ, özellikle de zeytinyağı tüketenlerin, tereyağı ve margarini tercih edenlere göre güneşe maruz kalan bölgelerinde (örn; elin üzerinde) daha az kırışma yaşadığı görüldü. Sebzeler ve baklagiller de daha az kırışmayla ilişkiliydi.
BAKLAGİLLER
Baklagillerin (baklagillerin) neden cilt hasarına ve kırışıklıklara karşı korumaya yardımcı olabileceğine dair bir teori, bunların doğal bitki östrojenleri (fitoöstrojenler) içeriğidir.
Bunların cildin su içeriğini iyileştirmenin yanı sıra cilt hücrelerini oksidatif stresten korumaya yardımcı olabileceğini gösteren bazı kanıtlar vardır.
AVOKADO
Bu sevilen yeşil meyve, cilt dostu tekli doymamış maddelerin bir başka zengin kaynağıdır.
Avokado aynı zamanda iyi bir E vitamini kaynağıdır ve cilt hücrelerinin antioksidan korumasını içten dışa doğru artırır.
KAKAO
Bir fincan kakao, güzelliği artırıcı güce sahiptir; kan damarlarını gevşeten temel bileşen olan flavanol antioksidanları yüksek içeriğe sahip olanı seçin.
Araştırmalar, bir fincan yüksek flavanol içeren kakaonun cilde kan ve oksijen akışını artırdığını ve güneş yanığı riskini azalttığını öne sürüyor.
YEŞİL ÇAY
Günde birkaç bardak içmek de daha az cilt hasarıyla ilişkilendirilmiştir. Her türlü çay iyidir, ancak epigallokateşin galat (ECGC) olarak bilinen önemli bir antioksidanın en yüksek seviyesi için yeşil çaya geçmeyi deneyin.
Hücre kültürü çalışmalarında kirliliğe bağlı cilt yaşlanmasına karşı koruma sağladığı gösterilmiştir.
KİVİ
Kötü bir gece uykusu yüzünüze yıllar ekleyebilir. Sleep dergisinde 2013 yılında yapılan bir araştırma, insanların uykusuz kalan bireyleri daha fazla kırışıklığa/ince çizgiye ve daha sarkık ağızlara sahip olarak değerlendirdiğini buldu.
Daha huzurlu bir gece geçirmek için yatmadan önce melatonin içeren birkaç kivi yiyin. Küçük bir klinik çalışmada uykusuzluk çeken kişiler, yatmadan önce meyve yedikten sonra uyku kalitesinin ve gündüz işleyişinin daha iyi olduğunu bildirdi.
NAR
Narlar ve nar suyu, büyük ölçüde antiinflamatuar etkileri nedeniyle daha sağlıklı yaşlanmaya katkıda bulunan fitokimyasallarla (bitkilerde bulunan bir tür bileşik) doludur.
İnsanlar üzerinde yapılan bir pilot çalışma, narlarda bulunan ürolitin A adlı bileşiğin kas kaybını yavaşlattığını ve mitokondriyal fonksiyonu (hücrelerin enerji üretme yeteneği) iyileştirdiğini, bunun da daha uzun süre genç görünmeye ve hissetmeye dönüşebileceğini buldu.
