Sosyal medya filtreleri, dijital dünyanın görünmeyen makyajı olarak güzellik algılarını kökten değiştiriyor. Güzellik artık yalnızca aynalarda değil, ekranlarda da şekilleniyor. Sosyal medya filtreleri, yüz hatlarını idealize ediyor, kusurları görünmez kılıyor ve herkese ulaşılabilir bir 'güzellik' sunuyor. Peki bu durum psikolojimizi nasıl etkiliyor? İşte uzmanların yanıtı…
Sosyal medyada fotoğraflara yapılan bu dijital müdahaleler, estetik algıyı köklü biçimde dönüştürmekte kalmıyor; aynı zamanda bireylerin kendine bakışını da değiştiriyor.
Doğallık ile dijitaldeki 'sahte gerçeklik' arasındaki görünmez bağ gün geçtikçe daha da silikleşirken, özellikle gençler gerçek yüzleriyle değil, onaylanma ihtiyacının şekillendirdiği yüzlerle var olmaya başlıyor.
SOSYAL MEDYA HEPİMİZİ NASIL ALDATIYOR?
Instagram ve TikTok gibi çeşitli filtrelerin yer aldığı sosyal medya platformları bir tür dijital vitrin haline geldi. Kusursuz cilt, orantılı yüz hatları ve fit vücutlar…
Sosyal medya, gerçeklikle ilgisi olmayan bir güzellik anlayışını normalleştiriyor. Bu dijital illüzyon, özellikle gençler üzerinde derin izler bırakıyor.
Her gün milyonlarca kullanıcı, ekranlarında 'mükemmel beden' temsilleriyle karşılaşıyor. Ancak bu temsiller, estetik müdahaleler, filtreler ve yapay zeka destekli uygulamalarla meydana gelen sanal imgelerden ibaret.
Neden filtresiz yapamıyoruz?
New York'lu kurul onaylı estetik cerrah Dr. Daniel Maman bu durumu şöyle açıklıyor:
"Filtreler yüzü değiştirir. Ciltteki lekeleri, kırışıklıkları yumuşatır ve cilde parlaklık kazandırır. Bazı filtreler ayrıca gözleri daha büyük, dudakları daha dolgun gösterir."
CİDDİ PSİKOLOJİK SORUNLARA NEDEN OLABİLİR
Psikologlara göre bu durum; bireyin kendi bedeniyle sağlıklı bir ilişki kurmasını zorlaştırıyor. Gerçeklik algısının zedelenmesi, bedeninden memnun olmayan gençlerin özgüven kaybı yaşamasına, yeme bozukluklarına ve depresyona kadar uzanan ciddi psikolojik sorunlara neden olabiliyor.
Heather Senior Monroe'ya göre, fotoğraf çekilirken filtreleri kullanan kişiler, yalnızca gerçek görünümleriyle değil, kim olduklarıyla da paylaştıkları içerikler arasında tehlikeli bir kopukluk yaşayabilirler.
GERÇEKLİK EROZYONA UĞRUYOR
Yapılan araştırmalar, sosyal medyada günde üç saatten fazla zaman geçiren bireylerin, bedeninden memnuniyetsizlik oranının %68'e çıktığını gösteriyor. Ayrıca estetik operasyonlara yönelimin, sosyal medyayı aktif kullanan gençlerde iki kat fazla olduğu saptanmış durumda.
Bu tabloya karşı uzmanlar, dijital okuryazarlığın artırılması gerektiğini savunuyor. Filtrelerin ardında saklanan sahte gerçekliklere karşı farkındalık oluşturulmazsa, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı tehdit altında olmaya devam edebilir.
