Başta Büyük Menderes Ovası olmak üzere sulak olan her yerde kendiliğinden yetişen semizotunun, tarımsal mücadele kapsamında genellikle yok edildiğini ancak bu bitkinin tam bir sağlık dostu olduğunu kaydeden Ar-GE Merkezi Koordinatörü Hakan Başlık, "Atalarımız hiçbir şeyi boşuna tüketmemiş" dedi.
Araştırma yaptıkları bölgelerde insanların sağlık durumunu incelerken beslenme alışkanlıklarını da göz önünde tuttuklarını kaydeden Başlık, "İnsanların uzun ömürlü olduğu yerlerdeki beslenme alışkanlığını da inceledik."
"Bugün değeri pek bilinmese de eskiden bölge insanı semizotunu gerek yemek yaparak gerekse salata olarak sofralarından eksik etmemiş. Bugün yaptığımız incelemede ise başta kolajen zenginliği bakımından önemli bir bitki olan semizotunun kalp sağlığı öncelikli olmak üzere çok faydalı olduğunu belirledik" dedi.
"Omega-3 yağ asitleri, kalp-damar sağlığını koruyarak, kalp krizi ve felç riskini azaltır. Semizotu, özellikle alfa-linolenik asit (ALA) bakımından zengin olup, bu değerli yağ asidini bitkisel kaynaklardan sağlayan nadir bitkilerden biridir."
"Araştırmalar, düzenli semizotu tüketiminin kötü kolesterol (LDL) seviyelerini düşürdüğünü ve iyi kolesterol (HDL) seviyelerini artırdığını göstermektedir."