Bazı insanlar vardır ki, etraflarında olup biten en ufak değişikliği bile gözlerinden kaçırmazlar. Ses tonundaki belirsiz bir titreme, yüz ifadesindeki saniyelik bir değişim ya da karşınızdakinin saklamaya çalıştığı bir duyguyu, kimsenin anlamadığı şekilde hemen sezebilirler. Peki bu süper güce nasıl sahipler? İşte detaylar…
Psikologlara göre bu, adeta bir "süper güç". "Yüksek algılayıcı" ya da "yüksek hassasiyetli" olmak olarak adlandırılan bu özellik, toplumun yaklaşık yüzde 20 ila 30'unda doğal olarak bulunuyor.
Bir psikolojik destek platformunun CEO'su ve klinik psikolog Dr. Kibby McMahon'a göre yüksek algılayıcı olmak, kişilerarası iletişimde olağanüstü bir sezgi yeteneğine sahip olmak demek.
Bu kişiler, başkalarının duygularını, niyetlerini, beden dilini, sosyal hataları ya da gizlemeye çalıştıkları gerçek düşünceleri hızlıca fark edebiliyorlar. Kimi insanlar için bu yetenek doğuştan gelirken, kimi insanlar zamanla gözlem yaparak, empati geliştirerek ve sosyal deneyim kazanarak bu yeteneği öğrenebiliyor.
Dr. McMahon'a göre, "İnsanların söylediklerinden çok, nasıl söylediklerini anlamak, aslında niyetlerinin ya da duygularının gerçek yüzünü görmeyi sağlar." İşte bu yüzden algı yeteneği güçlü olan kişiler, yöneticilik, satış, terapi, eğitim ya da danışmanlık gibi insan ilişkilerine dayalı mesleklerde oldukça başarılı olabiliyor. Peki bu kişilerin önce fark ettiği şeyler neler?
1. YÜZ İFADELERİNDEKİ UFAK DEĞİŞİMLER:
Göz kenarında beliren bir yaş, dudak kenarındaki titreme ya da bir anlık donuk bakış… Çoğu kişinin fark etmediği bu "mikro ifadeler", yüksek algılayıcı biri için güçlü bir duygusal sinyal olabilir.
2. SES TONUNDAKİ FARKLILIKLAR:
Sadece kelimelere değil, sesin titreşimine, hızına ve ritmine odaklanırlar. Bir kişinin ses tonundaki en ufak değişiklik, niyet ya da duygu geçişini ele verir.
3. SOSYAL GAFLAR:
İnsanların farkında olmadan yaptığı sosyal hataları, ortamın gerildiği ya da bir sınırın ihlal edildiği anları anında fark ederler. Bu beceri, sosyal zekânın önemli bir parçasıdır.
4. POSTÜR VE BEDEN DURUŞU:
Kolların kapanması, omuzların düşmesi ya da bedenin yönü… Bunların her biri savunmada olmayı, geri çekilmeyi veya güveni gösteren güçlü sinyallerdir.
5. ALDATMA YA DA YANILTMA BELİRTİLERİ:
Cevap verirken duraklama, göz temasından kaçınma, tutarsız ifadeler ya da ses tonundaki oynama… Yüksek algılayıcı kişiler bunları hızlıca değerlendirir.
6. KİŞİSEL SINIRLAR:
Birinin rahatsız olduğu, hayır demek istediği ya da alanına girildiğini hissettiği anları sezebilirler.
7. DEĞERLER VE MOTİVASYONLAR:
İnsanların neyi önemsediğini, hangi prensiplerle hareket ettiğini ya da hangi şeylerin onları duygusal olarak etkilediğini kısa zamanda analiz edebilirler.
8. BASTIRILAN DUYGULAR:
Gülümserken içten içe üzgün olmak, "İyiyim" deyip aslında iyi olmamak... Bu çelişkili anlar, yüksek algılayıcılara göre en önemli ipuçlarındandır.
Dr. McMahon'a göre bu yetenek, kötüye kullanılmadığı sürece aslında güçlü ve bir o kadar da iyileştirici bir araç: "Bu beceriyi, insanları manipüle etmek için değil, onların duygularını anlamak, desteklemek ve iyileştirmek için kullanmak gerekir. Gerçek empati de tam burada başlar."
