Duygusal ilişkiler sevgi, saygı, anlayış temelinde kurulmak istenirken elbette bazen de öfke sorunları da açığa çıkabiliyor. Öfke duygusu diğer her duygu gibi sağlıklı bir duygu olsa da sağlıklı bir şekilde ifade edilmezse ilişkiyi olumsuz etkileyip her şeyi daha da zorlaştırabiliyor. Öfkenin büyümesini engellemek adına öncelikle bu duyguyu tanımak çok önemli. Öfkenizin sinyallerini takip edip geleceğini anladığınızdaki sinyali yakalayıp nedenini anlamak, sorunların büyümeden halledilmesini kolaylaştıracaktır. Beklentilerin tam istendiği şekilde karşılanmaması, stres, iletişim problemleri, aile travmaları gibi durumlar öfkenin temel kaynağı olabilir.
Öfkenin temel kaynağını anlamak çözümün en önemli ilk basamağıdır. İletişim, evliliklerde öfke ile baş etmede önemli bir araçtır. Partnerinizle açık ve dürüst bir iletişim tarzını benimsemek, duygularınızı olduğu gibi aktarmak, partnerinizin de duygularını anlamaya çalışmak öfkeyi daha sağlıklı yönetmenize yardımcı olur. Bir diğer önemli anahtar da empatinin gücünden faydalanmaktır. Empati yaparak partnerinizin düşünce, duygu ve davranışlarını anlamaya çalışmak bu durumda önemlidir. Onun baktığı pencereden olaylara bakmaya çalışmak, öfkemizi daha kontrollü ifade etmemize yardımcı olabilir. Özellikle partnerinizle iletişim kurarken sevgi ve saygı dilini koruyabilmek çok önemlidir. Öfkenin sağlıklı ifade edilmesi en temelinde sağlıklı bir iletişim sürdürebilmekle mümkün oluyor. Bu yüzden de ilişki yaşayan kişilerin öncelikle sağlıklı bir iletişim düzenine sahip olması gerekiyor.
İLİŞKİDE İLETİŞİMİ GÜÇLENDİRME YOLLARI
AKTİF DİNLEYİCİ OLABİLMEK
Özellikle çiftler birbiriyle iletişimdeyken kesinlikle göz teması kurmalı ve karşıdaki kişinin her dediğini olabildiğince anlamaya çalışmalıdır. İletişiminizde özellikle karşınızdaki kişinin söylediklerini tekrar etmek, özetlemek karşınızdaki kişiyi anlamaya çalıştığınızı ve onunla ilgilendiğinizi gösterir. Özellikle söylediği şeyleri anladığınızı gösteren evet, anladım gibi cümlelerle de karşılık veriyor olmanız karşınızdaki kişiye iyi hissettirerek aktif iletişimin kapılarını açar.
PARTNERİNİZİN BAKIŞ AÇISINI ANLAMAYA ÇALIŞMAK
İletişimde ilk olarak anlatmaya değil de anlamaya çalışın. Partnerinizi dikkatli bir şekilde dinleyerek ne demeye çalıştığını anlamaya çalışın. Yaşadığınız herhangi bir sorunda da hemen yargılamak yerine olayın neden ve nasıl yaşandığını yani olayın bağlamını değerlendirin. Olaya genel bir tutumla bakmanız partnerinize empati kurmanıza yardımcı olabilir. Empatinizi daha da güçlendirmek için partnerinizi daha iyi anlamak adına 'nasıl hissettin', 'bu seni nasıl etkiledi' gibi sorulardan yararlanabilirsiniz. Iletişim esnasında karşınızdakini anlamak için sorduğunuz sorular karşınızdakinin duygusal dünyasına daha kolay ulaşmanıza yardımcı olacaktır.
Partneriniz kendi duygularını ifade ederken sizin de empatiden yararlanabilmeniz çok önemlidir. Kendinizi partnerinizin yerine koyarak onun hissettiklerini, düşündüklerini ve yaşadıklarını anlamaya çalışabilirsiniz. Partnerinize önyargısız şekilde yaklaşmanız daha derin bir anlayış tutumu geliştirmenizi sağlayabilir. Ayrıca kendi duygularınızı da olanca açıklıkla paylaşmanız birbirinizle kuracağınız iç paylaşımı arttırır.
JEST VE MİMİKLER
İletişimde jest ve mimiklerin önemi denilince ilk olarak elbette göz teması gelir. Çünkü göz teması karşınızdaki kişiyle bağlantı kurmanın ve güven oluşturmanın en önemli parçasıdır. Ve göz teması halinde olmanız karşınızdakiyle ilgilendiğinizi ve onu dinlediğinizi gösterir. Sonrasında iletişim kurarken bedensel duruşunuzun nasıl konumlandığı da belirli bir sosyal mesaj sağlar. Özellikle tüm bedenin partnere doğru dönük olması yani içe alan duruş aranızdaki güven ve samimiyet oluşumunu destekler. İletişim kurarken var olan yüz ifadeniz de önemli bir mesaj taşımaktadır. Doğru yüz ifadesini kullanmak yaşadığınız duygunun daha kolay bir şekilde aktarılmasına neden olur. Söylediğiniz kelimeler yüz ifadenizle uyumlu bir şekilde ilerlerse daha samimi bir iletişim sağlanmış olur.
ÇATIŞMA ANLARINI YÖNETMELİ
Partnerinizle birbirinize öfkelendiğiniz anlarda sakinleşmek ve duygularınızı kontrol atlına almak için o an iletişim kurmamaya çalışmanız ve iletişime ara vermeniz birbirinize sakinleşme fırsatı vermenize yardımcı olur. Ara verme süreci durumu yeniden değerlendirmenize sorunun asıl kökenini daha sağlıklı anlamanıza neden olur. Bir süre birbirinizden uzaklaştığınızda hem sakinleşirsiniz hem de daha sağlıklı bir düşünme fırsatı yakalarsınız. Çatışma sürecinden sonra artık öfkenin soğuma evresinde her iki kişinin de duygularını ifade etme, etkili dinleme, anlama gibi becerilerle de daha sağlıklı iletişim kurmanın kökenlerini oluşturabilirsiniz. Sonrasında da yaşadığınız soruna bir iş ortağı gibi ortak çözümler bulup birlikte uygulamaya çalışmak sorunun sağlıklı bir şekilde çözülmesine yardımcı olacaktır. İşbirliği her daim ilişkinizdeki kurmuş olduğunuz bağı güçlendirir.
AÇIK, ANLAŞILIR OLMAK
İletişiminizde özellikle açık ve anlaşılır bir dil kullanmak önemlidir. Konuşma yaparken ses tonunuzu ve konuşma hızınızı ayarlamak kendinizi istediğiniz gibi ifade etmenize yardımcı olacaktır. Kendinizi duygusal ifadelerle anlatmak iletişiminizin daha da güçlenmesine yardımcı olabilir. Özellikle yapılmaması gereken en önemli durum karşıdakinin ne hissettiği ve düşündüğü konusunda varsayımda bulunarak buna kendinizi inandırmanızdır. Bu tuzağa düşmemek için iletişiminizde düşünce ve duygularınızı net bir şekilde ifade etmeniz birbirinizi anlamanızı kolaylaştıracaktır. Eğer ki kelime oyunlarıyla ve iğnelemelerle bir şeyler anlatmaya çalışırsanız karşı tarafın düşündüğünüz ve hissettiğiniz şeyi asla anlayamamasına neden olursunuz. Bundan ötürü anlatmak istediğiniz şey her ne ise gereksiz detay vermekten kaçınarak net bir şekilde asıl anlatmak istediğiniz şey olmalıdır. Anlatmak istediğiniz şeyi her ne kadar basitleştirirseniz karşı tarafın sizi anlatmak istediğiniz gibi anlamasını kolaylaştırırsınız.
SAYGI DUYMAK ZORUNDAYIZ
Öfke ile başa çıkmanın ilk adımı öfkenizle ilgili sorumluluk almaktır. Bazen sadece öfkenin sorumluluğunu almak yeniden dengeleri düzenlemenize neden olur. Öfkede genellikle sorumluluk yoktur tam tersine suçlama vardır. Öfkede suçlama, utandırma ve aşağılama vardır. Öfkeli kişinin tek amacı karşıdakinin hatalı kendisinin ise haklı olduğunu kabullendirmektir. Öfkenin sağlıksız ifade edildiği her yerde incinme söz konusudur. Çoğu incinmişliğin altında genellikle bir talep gizlenmektedir. İlişkilerde öfke problemini atlatmanın en önemli adımı çiftlerin sağlıksız olan öfke duygusundan vazgeçip birbirlerine karşı ilgi ve sevgi göstererek birlikte öğrenip gelişerek sağlıklı bir diyalogla yaşamlarına sevgi çerçevesinde devam edebilmeleridir.