Her yaz olduğu gibi, 2025 yazında da Saint-Tropez, Fransız Rivierası'nın parlayan yıldızı olmaya aday. Birçok tatilci, sezonluk evler kiralayarak veya teknelerinde konaklayarak bu lüks cennetin tadını çıkarıyor.
Saint-Tropez'in efsanevi Cote d'Azur güneşi altında, her saat farklı bir tonda parlayan atmosferi, ziyaretçilerini büyülüyor. Palavralar Bankı ve tarihi saat kulesi, kasabanın karakteristik özelliklerinden sadece birkaçı. Ayrıca, Citadelle de Saint-Tropez kalesi ve Annonciade Müzesi gibi tarihi ve kültürel zenginlikler de keşfedilmeyi bekliyor.
Eğer siz de Brigitte Bardot'un ruhunu hissetmek, onun izinde bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız, Saint-Tropez sizi bekliyor. Bu kasaba, sadece bir destinasyon değil, bir zaman yolculuğu, bir yaşam biçimi ve en önemlisi, bir ilham kaynağı. Saint-Tropez'in dar sokaklarında dolaşırken, tarihi dokunun modern lüksle nasıl harmanlandığını hissedersiniz. Renkli Provençal evler, şık butiklerle yan yana durur her köşe başında bir sanat galerisi veya özgün tasarımlar sunan bir mağaza sizi karşılar.
Pampelonne Plajı'nda güneşlenirken, berrak denizin ve altın sarısı kumların keyfini çıkarabilir, ünlü plajlarda Akdeniz mutfağının en seçkin lezzetlerini tadabilirsiniz. Gün batımında, limandaki lüks yatların arasında yürüyüş yaparak, Saint-Tropez'in büyüleyici atmosferine kendinizi kaptırabilirsiniz.
İşte "acaba bir iki günlüğüne gidip dönsem yeter mi?" diyenler için en iyi 10 Saint-Tropez deneyimi:
HUZURLU BİR MOLA
1. Port de Saint-Tropez: Saint-Tropez'e vardığınızda yapmanız gereken ilk şey liman boyunca yürümek. Süperyatlara göz ucuyla bakarken, renkli balıkçı evlerinin gölgesindeki bir kafeye oturun.
2. Citadelle de Saint-Tropez'den manzaraya bakın: Eski şehrin dar sokaklarından yukarı tırmanarak ulaşılan bu 17. yüzyıl kalesi, hem manzara hem tarih meraklılarını mest eder. Bir zamanlar İspanyollara karşı savunma kalesi olarak yapılan bu yapı, bugün şehre kuş bakışı bakmak için en doğru yer.
3. Place des Lices Pazarı: Provence'i tabağınıza taşıyın: Salı ve cumartesi sabahları açılan bu yerel pazar, tam anlamıyla bir duyular şovu. Zeytin tapenadı, lavanta sabunu, el yapımı sabunlar, yerel peynirler, renkli masa örtüleri...
4. Notre-Dame de l'Assomption'un Çan Kulesine bakmadan dönmeyin: Saint- Tropez'nin fotoğraflarda hep görülen o sarı-kiremit renkli kule var ya... İşte o! Kulenin hemen yanındaki kilise, içeride huzurlu bir mola vermek için birebir. Sessizlikten sonra dışarı çıktığınızda limandaki hayat daha da parlak görünüyor.
MÜZELERİ ES GEÇMEYİN
5. Musée de l'Annonciade: Işıkla boyanmış tablolar: Bu küçük ama etkileyici
modern sanat müzesi, eski bir şapel içinde
yer alıyor. Matisse, Signac ve Riviera
ışığına âşık diğer sanatçılardan eserler
var. Bu kadar şatafatlı bir tatil kasabasının
kalbinde böyle dingin bir alan bulmak
büyük şans. Özellikle bu mevsimde sergi
saatlerine dikkat!
6. Tarte Tropézienne tatmadan asla! 1950'lerde yaratılan bu ikonik tatlı,
Saint-Tropez'nin en meşhur yerel lezzeti.
Yumuşak brioche arasına krema dolgusu
ve üstüne serpiştirilmiş şeker kristalleri...
7. Eski Karakol: Gendarmerie ve Sinema Müzesi: 1960'ların "Les Gendarmes
de Saint-Tropez" filmlerine ev sahipliği
yapmış bu karakol, şimdi sinema
müzesi. Louis de Funès'in gülümseten
mirası, sergilenen kostümler ve afişlerle
devam ediyor.
RUHUNUZ ARINACAK
8. Sentier du Littoral: Deniz kenarında bir yürüyüş masalı: 10 kilometrelik
bu yürüyüş rotası, deniz manzarasıyla
ruhu arındırıyor. Yolda gizli koylar,
sessiz plajlar, çıldırtıcı mavi tonları sizi
bekliyor.
9. Pampelonne Plajı Saint-Tropez'nin 5 km uzunluğundaki
en meşhur plajı.
İster beach club'larda güneşlenin,
ister kendi havlunuzu serip halk plajında
keyif yapın unutmayın bu manzara da
başka hiçbir yerde yok.
İNSTACILARA MÜJDE!
10. La Ponche'de "Pembe Ev"i arayın: Limandan uzaklaşıp eski balıkçı
mahallesi La Ponche'a yürüyün. Sessiz
sokaklar, lokal plajlar ve gizli pembe ev!
Instagram'cılar için müjde: Pembe ev fonda,
siz önde.
GITMEDEN BILINMESI GEREKENLER
Kelebek Müzesi (La Maison des Papillons): 35.000 kelebek örneğiyle dolu, şaşırtıcı bir küçük müze.
Château de la Moutte: Palmiyelerle çevrili, gizli bir malikane. Zaman zaman kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.
Ne giyilir: Şıklık şart. Ama doğal şıklık. Bardot tarzı bir beyaz elbise, bir hasır şapka ve espadril ile hem yerlilerle karışırsınız hem de fazla turist gibi görünmezsiniz.
Nasıl Gidilir: Nice'ten araba kiralamak en kolay yöntem. Saint-Tropez'ye tren yok ama yollar manzara dolu.
Ne zaman gidilir: Mayıs sonu - Haziran başı ve Eylül ayı altın zamanlar. Kalabalık az, hava hâlâ rüya gibi.
