Ünlü İngiliz yazar George Orwell'in CIA tarafından desteklendiği iddialarını, "Hayvan Çiftliği" kitabını okuduktan çok sonra öğrendim. Soğuk Savaş yıllarının erken döneminde yazdığı ve komünizmin varacağı paranoyayı işaret eden "1984" kitabı da "ısmarlama kitap" olarak algılandı.
Orwell ve CIA ilişkisi, uzun zaman bir şehir efsanesi kıvamında tartışıldı. Ne var ki Oxford mezunu İngiliz tarihçi Frances Stonor Saunders, "Parayı Veren Düdüğü Çalar: CIA ve Kültürel Soğuk Savaş" kitabında, Orwell'in CIA tarafından desteklendiğini ve Hayvan Çiftliği kitabının Orwell'in ölümünden 4 sene sonra animasyon film olarak hazırlanmasını bizzat CIA'in finanse ettiğini ortaya çıkardı.
Soğuk Savaş dönemi, çatışmasızlık ortamında ülkelerin karşılıklı espiyonaj savaşları olarak ilerledi. MI6, CIA veya KGB gibi istihbarat örgütlerinin örtülü faaliyetleri, Hollywood'un hep en sevdiği konulardan birisi oldu ve Saunders'e göre CIA'in el altından finanse ettiği 134 film izleyicilerle buluştu.
Kathryn Bigelow'un Usame bin Ladin'in yakalanışını anlattığı Zero Dark Thirty için CIA ile doğrudan çalışması, enformasyon çağının zorladığı şeffaflık politikasında bir dönüm noktası olarak kabul edilirse, Argo, şeffaflık anlamda bir zirveyi ifade ediyor. ABD vatandaşlarının İran'dan kurtarıldığı gerçek bir operasyonu anlatan Argo'da, CIA ajanı Tony Mendez çantasına 10 bin dolar koyup Los Angeles'a uçuyor ve Hollywood'da bir film şirketi kuruyor.
CIA'in gerektiğinde Hollywood'u nasıl kullandığını pervasızca açık eden Argo, ABD'nin kültürel faaliyetleri artık örtülü şekilde destekleme politikasına son verdiğini gösteriyor. Filmin Oscar ödülünü First Lady Michelle Obama'nın vermesi ise ABD'nin artık Soğuk Savaş kodlarıyla hareket etmediğinin en açık göstergesi.
