Önce Fatih Terim bitti. Ardından Lucescu. Ortada sadece Daum kalmıştı. Düşünsenize... Yönetimini aldığı hemen her takıma en azından bir gömlek üstün top oynatan... Alman Milli Takımı'nın hocalığına doğru yürürken kokain belası yüzünden aforoz edilen... Kendini toparlayan ve futbol alemine görkemli bir "come back" yapmak üzere kolları sıvayan bir teknik adam.
Hiç unutmam: F.Bahçe'ye geleceği kesinleştiğinde, G.Saraylı bir arkadaşım, biraz da gözleri bulutlanarak, "Daum tilkidir" demişti, "ne yapar eder, Fener'i zirveye oynatır."

___

Bugün gelinen noktaya bakıyorum. Evet
F.Bahçe henüz ligin lideri. Ama futbol oynamıyor! Orta sahası yok. Hâlâ oturmuş bir kadro göremiyoruz. Kim, kime, ne zaman, hangi durumda pas vereceğini bilmiyor. Biri taç atacak, diğerleri 20-30 metre ötede onu seyrediyor. Orta saha olmadığı için geriden şişirilip rakibe kaptırılan topların haddi hesabı yok. Kanatlar da çalışmıyor. Lig bitiyor biz hâlâ "Geleceğe umutla bakıyoruz"!
İnsan ister istemez düşünüyor: Tamam genç bir takım... Üstelik çoğu ilk kez birlikte oynayan futbolculardan kurulu... Ama elinizi vicdanınıza koyup söyleyin: Şu takımın başında bir Aykut Kocaman, bir Ziya Doğan, bir Samet Aybaba, bir Ersun Yanal olsaydı; F.Bahçe tıkır tıkır top oynamaz mıydı?
Elbette yenilirdi... Elbette kötü maçlar da çıkarırdı.... Ama eli yüzü düzgün, ne yaptığını bilen, hatları birbiriyle bağlantılı bir takım olmaz mıydı?
Siz hiç bu kadar kolay avlanan bir tilki gördünüz mü?

___

F.Bahçe hâlâ şampiyonluğun en güçlü adayı. Ama bu futbolla mı kupayı kaldıracak? Bu futbolla gelecek bir şampiyonluk sonucu mu biz Bağdat Caddesi'nde şamata yapacağız?
Valla utanırım!