Aralık 2003'te oynanan F.Bahçe-Ankaragücü maçından sonra 'üç ilginç önemli enstantane'yi burada yazmıştım. Bunlardan biri de şuydu:
"83'üncü dakikada Yusuf yerini Olcan'a bırakıyor. (...) Kaptan Ümit topu soldan fırlayan Olcan'ın (18) önüne atıyor. Olcan kaleciyle karşı karşıya kalıyor ama golü yapamıyor. Ümit gidip Olcan'a sarılıyor, onu teselli ediyor." (9 Aralık 2003)
Olcan Adın sadece 10 dakika oynayabildi. Ertesi gün kimse ondan söz etmedi. Ama benim aklım bu genç oyuncuda kaldı. Emre'nin, Okan'ın gençliğini hatırlatıyordu.
Sonra ne mi oldu?
Daum onu bir daha oynatmadı. Transfer döneminde Gençlerbirliği'nden Serkan alınırken parayla birlikte Olcan da verildi.
Bugün Olcan (19 yaş altı-U19) Avrupa Gençler Şampiyonası'nda oynuyor. Gol atıyor, attırıyor. Göreceksiniz, Olcan iyi çalışırsa, haylazlık etmezse, hocalarını dinlerse geleceğin çok iyi futbolcularından biri olacak.
Ben F.Bahçe yönetiminin yerinde olsaydım Olcan'ı kesinlikle vermezdim. Tersine, abileriyle birlikte, Daum gibi değerli bir hocadan feyz almasını sağlardım. Olcan iki üç yıl sonra dünyanın parasına geri alınırsa hiç şaşmam.

***
Avrupa Gençler Şampiyonası dedik de... Pazar günü kanal kanal gezerek Türkiye- Almanya maçını aradık. Bulamadık. Çaresiz Eurosport'tan İngilizce izledik. Spiker ve yorumcu Olcan'ı ve Okan Koç'u alırken BJK'nin Gençler'e verdiği Ali Öztürk'ü öve öve bitiremediler.
Hadi özel kanalları geçtik. Bizim vergilerimizle dönen ve sürüyle kanalı olan TRT böyle bir maçı vermezse, kim verecek? Onlar geleceğin yıldızları. Ayrıca milli bir karşılaşma yapıyorlar. Üstelik önemli bir maçtı; yarı finale çıkma kapışmasıydı.
Bu ne ilgisizlik, bu ne ayıp!
(Not: Bu yazı dün yazıldı. 19:00'da bizimkilerin İsviçre ile yarı final karşılaşması vardı. Ama maçı hiçbir yerli kanal vermiyordu. Yine Eurosport'a mahkumduk! İnşallah finale çıkmışızdır.)