Konu dergilerde bile işleniyor: En çok sevmediğiniz takım hangisi? Bu soruların ortaya atılmasının nedeni, kimin kimi sevmediğini ortaya çıkarmak değil aslında. Esas mesele Fenerbahçe'ye karşı gelişen antipatiyi ortaya koymak.
Taraftar gözünde Fener antipatisi yeni bir durum değil halbuki. Uzun yıllar süren paralı başkanlar silsilesi sadece BJK'lileri ve GS'li gıcık etmedi. Anadolu'daki daha küçük kulüplerin taraftarları da üzdü.
Düşünsenize: İyi bir futbolcu buluyorsunuz, takımınız belki de şampiyonluğa oynayacak ama F.Bahçe'nin paralı başkanı açıyor kesenin ağzını ve starınızı alıyor.
Peki alıyor da ne oluyor? O star İstanbul'a gelince şaşkına dönüyor. Kendini içkiye ve kadınlara vuruyor... Yok olup gidiyor.

***
Sadece paralı başkanlar değildi tabii bu antipatinin ardındaki neden. Askerin Fener'i tutması da birçok kişiyi sinirlendiriyordu.
Muhsin Batur gibi üst düzey komutanların kimi transferlerde devreye girdiği biliniyordu. ' Devletin desteklediği takım'a karşı ne yapılabilirdi? Evet taraftarın temel sıkıntıları bunlardı.
Ancak bugün başka bir olgu var karşımızda: Bizzat kulüp yöneticileri birleşiyor ve hem birbirlerini, hem de taraftarlarını Fener'e karşı kışkırtıyor.
Bu dayanışmanın nedeni... Ne F.Bahçe yöneticilerinin bazen aşırıya kaçan demeçleri... Ne Aziz Yıldırım'ın sert tavırları... Ne seyircinin açtığı utanç verici pankartlar... Sebep bu değil çünkü bütün bunları maalesef diğer kulüpler ve diğer taraftarlar da yapıyor.

***
Asıl neden şu: F.Bahçe kazancını artırmanın, Türkiye ekonomisinin yarattığı değerden aslan payını kapmanın yollarını buldu, mekanizmalarını geliştirdi...
BJK ve GS ile üç aşağı beş yukarı aynı seviyedeyken bir iki basamak yukarıya çıktı... Stadından, TV'den, çeşitli satışlardan, marka adından para kazanıyor... Bu parayla yurtdışından yıldızlar alıyor... Onlar sayesinde daha da para kazanıyor... Şampiyon olarak taraftar sayısını artırıyor...
İşte diğer yöneticiler giderek yükselen bu sarmalı fark etti. Kızmalarının, köpürmelerinin asıl sebebi bu!