Araştırmalar halkımızın yüzde 60'ının Batılıları, "ahlaksız, fanatik, bencil, şiddet yanlısı ve küstah" olarak gördüğünü ortaya çıkardı ya... Bu durum emekli bir diplomatımızın canını sıkmış. "Acaba nasıl böyle oldu" sorusuna cevap aramaya başlamış.
Eğitimin kötülüğünden girmiş, politikacıların beceriksizliğinden çıkmış. Bu arada ekonomik istikrarsızlığı dahi saymış.
Tam Nasreddin Hoca fıkrasına uygun bir akıl yürütme şekli. Hani Hoca'nın halısı çalınır. Komşuları "şöyle tedbir almalıydın, evini böyle korumalıydın, hiç sana yakıştıramadık" filan diye sayıp dökmeye başlayınca... Hoca, "İyi de birader" der, "hırsızın hiç mi suçu yok!"
Emekli diplomatın bakış açısı da Hoca'nın komşularına benziyor. Olayın öteki yüzü mafiş.
Afganistan'ı bombalayan kim? Irak'ı işgal eden kim? Hz. Muhammed'in saçma sapan karikatürlerini yayınlayarak provokasyon yapan kim? "Türkiye'yi AB'ye almayalım... İmtiyazlı Ortaklık onlara yeter" diyen kim? PKK'ya yıllarca destek veren kim? Medeniyetler çatışmasından söz eden ve körükleyen kim? Askerlerimizin başına çuval geçiren kim?
Clinton Türkiye'ye geldiğinde bu halk zevkten dört köşe olmadı mı? Oldu! (Unutmayın, aynı Clinton, Yunanistan'da yoğun protestolarla karşılanmıştı.)
Demek ki Batılı ülkelerin izlediği politikaların da, halkımızdaki nahoş duygularda büyük etkisi var.