Yönetim danışmanı Prof. İsmail Üstel, "Her bir milyon kişiden 2'si dâhidir. Buna göre Türkiye'de 150 kadar dâhi var. Ama neredeler..." diyor, ardından da yakınıyor: " Durduk yere icat çıkarma ya da eski köye yeni adet getirme gibi sözlere sahip bir toplumuz. Yaratıcı düşüncenin önünü kesiyoruz."
Bence o tip sözlerin varlığı çok da önemli değil. Asıl sorun, üst düzey yetenekleri saptayıp uygun kanallara yönelten organizasyonlar kurmak ve sürdürmekte başarılı değiliz. Mesela BJK altyapısında oynarken, Barcelona'ya giden 12 yaşındaki harika çocuk Muhammed Demir.
Her alanın kendine has dâhileri vardır. Muhammed de bir futbol dâhisi. Ona " geleceğin Maradona'sı " deniyor. Ama elimizden gidiyor işte. İspanyol kulübü Barcelona, dünya çapında kurduğu iletişim ağı sayesinde Muhammed'i daha küçük yaşta saptadı. Bir süre İspanya'da yaşadıktan sonra 13 yaşında resmen antrenmanlara çıkmaya başlayacak.
Diğer alanlarda da öyle değil mi? Çıkarabildiğimiz az sayıda parlak beynin çoğunu gelişmiş ülkelere kaptırmıyor muyuz? "Ülkeme hizmet edeyim" diye geleni de döndüğüne pişman etmiyor muyuz?