Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Hukuk skandalı

Baş kesen, esir yakan, kadınları köleleştiren IŞİD adlı vahşi örgüte ne kadar karşı olduğumu zaten biliyorsunuz. Ama... Olayın bir de 'ama'sı var! Hatırlarsınız: IŞİD militanları önce bir polis ile bir astsubayı, daha sonra da gasp ettikleri kamyonun şoförünü Mart 2014'te öldürmüştü.
Bu davada dört militan tutuklu olarak, diğer yedi sanık ise tutuksuz olarak Niğde'de yargılanıyor. Dün önemli bir gelişme oldu: Sanık avukatları davadan çekildi. Gazeteciler niye çekildiklerini sorduğunda ise bir avukat şöyle cevap verdi:
"Hayvanlar bile savunulur. Bunlar hayvan da değil insan da değil. Bu yüzden davadan çekildim."

Böyle baro olur mu?
Barolar Birliği
yönetiminin, hukuk karşıtı bu vahim eğilimi hemen engellemesi gerek!
Eğilim diyorum çünkü Mersin Barosu da, Özgecan cinayeti sanıklarına avukat tahsis etmemeye kalkışmış ve bu yaklaşımını gururla kamuoyuna açıklamıştı.
Ancak kanun gereği daha sonra üç avukatı görevlendirmişti.
Bunlar birer hukuk skandalıdır. Çünkü hukukun abc'sine aykırıdır. Bu açıklamaları yapanları, hukuk fakültesine göndermek gerekir.
Ancak böyle bir yaptırım olamayacağı için... Barolar Birliği'nin malum avukatları, meslek ilkeleri kursunu almaya mecbur etmesi, herhalde en makul çözüm olur.
Kendinize gelin arkadaşlar! Savunma kutsaldır. Suçlanan herkesin kendini savunmaya hakkı vardır.
Dünyanın en korkunç canisi olsa bile...

Naziler niye yargılandı?
İkinci Dünya Savaşı
'nın ertesinde, Nazi liderleri Nürnberg Mahkemeleri'nde yargılanarak çeşitli cezalara çarptırıldı. Hitler yaşasaydı, onu da yargılarlardı.
Savaşın galibi Müttefikler (ABD, İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği) mahkemeye çıkarmak yerine, üst düzey 10-15 Nazi'yi kurşuna dizseydi, kimsenin gıkı çıkmazdı. Ama o zaman Müttefiklerin, soykırımcı Nazilerden ne farkı kalırdı?
Ayrıca unutmayalım ki savunma demek, illa da suçu reddetmek veya cezayı hafifletmeye çalışmak demek değildir.
Suçlamalar kabul edilerek de savunma yapılır. Bunun en güzel örneğini... "Uluslararası terörist" denilen Çakal Carlos'u savunan Fransız avukat Jacques Verges vermişti. "En iyi savunma hücumdur" stratejisini kullanan Verges... Mahkemeyi emperyalist sistemin maşası olmakla suçlamıştı. Çakal Carlos zaten bu sisteme başkaldırdığına göre, onu yargılayan mahkemenin adaleti sağlaması mümkün değildi.
Başka savunma türleri de var.
Örneğin CSI Las Vegas dizisinde, duygusuz seri katil, "Bende cinayet işlememe yol açan MAO-A geni var..." diye savunmuştu kendisini.
Bu durumda katil, hasta diye en ağır cezadan kurtulacak mıydı? Kahramanımız doktor ise "Aynı gen bende de var ama ben cinayet işlemiyorum" diyerek katilin savunmasını dağıtmıştı.

Nerede kaldı gizlilik?

Avukatın sanığı daha baştan suçlu ilan ederek davayı almaması veya davadan çekilmesi, hukukçu olmadığını gösterir.
Çünkü hukuk, "Aksi ispatlanana kadar herkes suçsuzdur" der.
Hukuk açısından bizim (yani kamuoyunun) ne düşündüğünün önemi yok ki... Önemli olan yargıcın kararı... Sanık, yargıç onu suçlu bulduğu andan itibaren suçludur.
Not: Kabataş meselesindeki avukatın açıklamaları ilginç olduğu kadar vahim de... Bir avukat nasıl olur da müvekkiliyle yaptığı mesleki- özel görüşmeleri kamuoyuna anlatır?
Şaşkınlık içindeyim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA