Belki hatırlayan çıkacaktır, bir zamanlar Erdal İnönü ile Deniz Baykal Avrupa'ya "Sosyalist Enternasyonal" toplantılarına giderlerdi.
CHP'nin orada ne işi mi vardı? Avrupalılar, CHP'nin de "en azından" sosyaldemokrat olduğunu sanıyorlardı da ondan.
Çünkü, soruyorlardı, CHP "vallahi billahi biz de solcuyuz" diyordu. Koskoca partinin yalan söyleyeceği kimsenin aklına gelmiyordu.
Bu toplantılara şimdi artık "eliyle bozkurt işareti yapan" ve Suriyeli gariban sığınmacıları geri göndermek isteyen Kemal Kılıçdaroğlu katılıyor.
İnönü ve Baykal giderler, bu toplantılarda birbirlerine yaslanıp horul horul uyurlardı.
Canım belki de yol yorgunluğu falan... En kabadayısı üç saatlik uçak yolunun ne yorgunluğu olacaksa... Taa Venezuela'ya Chavez'i öpmeye gitmiyorsun ki... Ayrıca okyanus ötesinde öpülecek başka papazlar var...
Belki de, bu tür haybeci toplantılarında Avrupalı sosyaldemokratların "dinlemeye değer" bir konuşma yapmaktan aciz olmalarından...
Avrupalı sosyalistler, bu koplantılarda uyuyan İnönü ile Baykal'ı öldürmediler. (İnönü sonra kendi kendine öldü, Baykal taş gibi sapasağlam.)
Herhalde iktidarda olmadıklarından, ya da Batılı olduklarından.
Çünkü öldüren de var!
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, toplantılarda uyuyan Savunma Bakanı Hyon Yong Chol'u idam ettirmiş!
Adam ne de olsa savunma bakanı, asmamışlar, kurşuna da dizmemişler, uçaksavarla bombalamışlar. Hadi uçağı da anlarız da, "uçaksavarla infaz" ilk kez duyduk.
Kim Jong Bilmemne'ye sorsanız herhalde "bombalamayalım da besleyelim mi" diyecektir.
Kendisi aynı zamanda mareşal. Basketbol ve bilgisayar oyunları severmiş. Hayır, resim yapmıyor. Picasso'ya da saygısı sonsuz.
Bunun bir eşi var, Ri Sol Ju adında bir hanım, bin 600 dolarlık Dior çanta kullanıyormuş. Bin 600 dolar, yani 4 bin 300 lira, Kuzey Kore'de herhangi bir çalışanın yıllık kazancı.
Bu işçi cennetinde işçi ayda 360 lira alıyor. Bu Kim mim denilen herif, iktidara geldiğinden beri böyle böyle tam 70 kişiyi öldürtmüş.
Bunun bir halası varmış, Jang Song Thaek... Babasının, eski diktatör Kim Jong İl'in kızkardeşi...
Kadıncağız ne kusur işlediyse, onu da köpeklere yedirmiş!
Değişik ve ilginç bir infaz tarzı. Hem halandan kurtuluyorsun, hem köpek maması masrafından. Allah herkese böyle hayırlı yeğen nasip eylesin.
Acaba sırada dayısını kazığa oturtmak, eniştesini kazanda kaynatmak, teyzesini kuşbaşı, yengesini kıyma yapmak (yenge baldız karışık, iki kere çekilecek), kayınçosunu şeyinden tavana asmak falan da var mıdır?
Bunun babasının cenaze töreninde "ağlamamak" yasaktı. Video kameralar çalışıyor, ağlamayanlar saptanıyor ve anaları ağlatılıyordu.
Yatın kalkın kapitalizme dua edin, hiç olmazsa diktatör cenazelerinde lokum dağıtabiliyorsunuz.
