Bakınız ne diyorlar:
"Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye hedefini yeniden önümüze koyup Kemalist Cumhuriyet'i yeniden kazanmak..."
Hedefleri bu olmalıymış.
Vah vah...
Düşünmeden konuşmanın, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın ya da bile bile yalan söylemenin, bizi aptal yerine koymanın tipik bir örneği.
Kemalist Cumhuriyet gerçekten demokratikmiş...
Bu slogan altmışlı yıllarda sosyalist solun sloganıydı ama onlar bile tam bağımsızlık ve gerçekten demokratik tanımını "eskiye yönelik" düşünmüyorlar, eskiden böyle olduğunu sanmıyorlar, bunu ileride kuracakları düzenin temel niteliği sayıyorlardı.
Döndü dolaştı, faşistlerin sloganı oluverdi!
Tek parti diktası, ceberut rejim gerçekten demokratikmiş...
İşçinin sendikası, hiçbir örgütü, grev hakkı yoksa bu gerçek demokrasiymiş.
Kemalist Cumhuriyet'i yeniden kazanmak...
Memur diktası, bürokrat vesayeti ortadan kalkınca cumhuriyet elden gitmiş.
Ayrıcalıklarına, saltanatlarına, astığı astık kestiği kestik nobran düzenlerine kavuşacaklar ve cumhuriyeti yeniden kazanmış olacaklar. (Bunu Kılıçdaroğlu mu yapacak Akşener mi, yoksa şeriatçı dostları mı?)
Yeniden kazanırsınız canım, kazanırsınız...
Örneğin, şehit ailelerine küfür ede ede...
O çocuk seni korumak için ölmüştü, haberin var mı?

***

Bakalım elden giden cumhuriyetin Batman ilinde neler olmuş...
Cumhurbaşkanı (ortada cumhuriyet yoksa neyin başkanı?) Batman'a gitmiş, bir Kürt kızı da karşılama konuşması yapmış...
Diyor ki: "Sayın Cumhurbaşkanımız, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz... Sizi can-ı gönülden çok seviyoruz... Allah sizden razı olsun..."
Bunları Kürtçe söylüyor.
PKK, tarihte ilk defa Kürtçe televizyonda Kürtçe magazin programı yapan Rojin'i ölümle tehdit etmişti...
Peki bu kız Erdoğan'ı niçin çok seviyormuş?
Konuşmasına Türkçe devam ediyor:
"Ben bugün bir Kürt kızı olarak sokakta korkmadan, özgürce dilimi konuşabiliyor, özgürce dilime ait kitaplara ulaşabiliyorum. Özgürce müziklerimi söylüyor ve dinliyorum. Bunun için size kendim ve Kürtler adına can-ı gönülden teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, Allah sizden razı olsun."
Vayyy...
Kitap dediği, eskiden sarıp sarmalayıp toprağa gömdükleri ve ara sıra çıkarıp gizlice okuyabildikleri "Mem ü Zin" hikâyesi.
Kürtçe olarak Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı yayınlamış! Yazan Ehmede Xani... Kürt edebiyatının temel taşı...
Bir vayy daha... Bu bir devrimdir.
Şimdi geriye, hani şu gerçekten demokratik Türkiye'ye gidelim ve bir Kürt kızı şöyle bir konuşma yapsın:
"Birez serok... Bi xer hati te şayı ani. Em ji dıl-ü can ji te hez dikin... Xwede te razı we..."
Neler olurdu? Nasıl bir kıyamet kopardı?
Eh, memlekette demokrasi vardı ya... Gerçekten...

***

Kendini bilen, aklını peynir ekmekle yememiş, nankörlük etmeyen Kürt, Erdoğan'a saygı ve şükran duyar.
Kendini bilmeyen Türk de şehit ailesine küfreder.