Diskçalara, Kemani Serkis'in Nihavent şarkısını koyuyorum. Fasıl heyetinin sesi yükseliyor.
"Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime."
"İstikbal"in yakını da, uzağı da beni titretiyor.
"Yakın istikbal"de, "Kar canavarı" var.
Yağmur bile yağmayan önceki gün, araçlarında zincir bulundurmayan sürücülere cezalar kesildi.
Meteoroloji raporlarına göre, kar yağışı dünkü perşembe öğleden sonra yoğunlaşacaktı.
Ama bizde kamu ihtiyatlı...
Kar canavarının geçen seferki İstanbul ziyaretinde sınıfta kalan yöneticiler, böylece, zamanı kendilerince geriye aldılar.
Bakarsınız gelecek yıl, daha da tedbirli olurlar.
Yaz mevsiminin ortasında, zincir ve takoz zorunluluğu uygulanmaya başlanır.
Ben, kamu yöneticisinin öngörülü olanını severim.
Diyelim ki, Ankara'dan yola çıkıp denize girmek için Antalya'ya gidiyorsunuz.
Öngörülü iseniz, mayonuzu Ankara'da giyersiniz.
Neyse... Disk dönüyor, fasıl heyeti şarkıyı söylemeye devam ediyor...
"Perde-i zulmet çekilmiş korkarım ikbalime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime."
New York'tan gelecek haberleri izliyorum.
Artık, "Kıbrıs'ta 1 Mayıs'tan önce çözüm" hedefi rafa kaldırılmış durumda.
Rauf Denktaş, Papadopulos'la "Taktik Savaşları" veriyor.
Kolay mı?
Kurtuluş Savaşı'mız 1919'da başladı 1923'te Lozan'la bitti.
Bir imparatorluğun tasfiyesi ve Osmanlı'nın külleri üzerinden Cumhuriyet'i doğurup, bunu uluslararası antlaşmaya bağlamak, 5 yıl bile sürmedi.
Ama Cumhuriyet, "Kıbrıs Sorunu"nu 30 yıldır bir çözüme bağlayamadı.
Denktaş-Papadopulos arasındaki taktik savaşları 1 Mayıs'ı aşar ve 30 yıl daha devam ederse...
"Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime."
Türkiye, AB üyesi olan Kıbrıs'ı tanıyacak. Gümrük Birliği dolayısıyla, Kıbrıslı Rumlar ve Türkiyeli Türkler arasında, serbest ticaret başlayacak.
Ve KKTC hala ambargolu kalacak.
Bu şarkıyı bırakıp, bir yenisini bulmalıyım.
Acaba Bayburtlu Zihni'nin güftesini şarkılaştıran Nevres Paşa'nın, Şehnaz Divanı'na mı geçeyim?
"Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş
Sakiler meclisten çekmiş ayağı."