Mehmet Ağar ne kadar doğru söyledi atv'nin "Ankara'da Sabah" programında. Ankara Ticaret Odası'nda, Hilafet'in kaldırılışının 80'inci yıldönümü kutlamalarına komutanların katılmasına işaret etti ve şöyle dedi: - Böylesine bir görüntünün iktidar partisine giden oyları artırmaktan başka faydası yoktur! Sizler de aynı şeyleri düşünmüyor musunuz? Birileri "Devlet" adına, seçilmişlere ve sivil siyasete karşı tavır koyunca, hep aynı şey olmuyor mu? Yakın geçmişte hep bu kuralın doğruluğu kanıtlanmadı mı? 12 Eylül'de devlet parti kurdurdu.. Sonuçta Özal'ın ANAP'ı, MDP'yi yenip, tek başına iktidar oldu. 28 Şubat'ta, devlet siyasi tabloyu bozup, atanmışları iktidar yaptı. Sonuçta Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'si tek başına iktidar oldu. 27 Mayıs'ta Demokrat Parti'yi kapatanlara karşı halkın cevabı, 1965'te Adalet Partisi'ni tek başına iktidara getirmek olmamış mıydı? Aslında "Devlet" soyut bir kavram. Ama "Devlet adına" hareket edenlerin hesapsızlıkları, halktan hemen tepki görüyor. Son dönemde devlet adına hareket ettikleri varsayılanların izledikleri politikalar, yine aynı tepkiyi beraberinde getireceğe benziyor. Bu kendinden menkul devletçiler, "Kıbrıs'ta Çözüm"e karşı. Artık Kıbrıslı Türkler'in bile oy vermediği "Denktaşçılık", Ankara'daki kökten devletçilerin sarıldığı bir politika değil mi? Kendinden menkul devletçiler Avrupa Birliği'ne de karşı. Sinan Aygün'ün, Recai Kutan, Bülent Ecevit ve Doğu Perinçek'i aynı cepheye sokma çabaları, halktan destek alabilir mi? Bakın Deniz Baykal'ın CHP'sinin haline. Siyaseti, seçilmiş iktidarı devlete şikayet etmek biçiminde yorumlayan CHP'nin, herhangi bir seçimi kazanma şansı var mı? Mehmet Ağar, tabloyu çok doğru teşhis etmiş. Açık koyalım meseleyi.. Eğer AK Parti'nin 28 Mart yerel seçimlerinden sonra, ilk genel seçimleri de ezici çoğunlukla kazanması isteniyorsa, yapılması gereken şey belli. En önde generaller yürüsün. Orgeneraller, korgeneraller. Sonra, YÖK üyeleri cüppeleri ile yürüsün. Arkadan İşçi Partililer, Bülent Ecevit, Mümtaz Soysal, Rauf Denktaş gelsin. Ankara caddelerinden geçip, Güven Anıtı'na çelenk koyup, AK Parti iktidarını protesto etsinler. Sonra da ATO'nun salonundaki toplantıda, konuşmalar yapsınlar. Bir hafta sonra da genel seçim yapılsın. Var mısınız böyle bir denemeye? Bravo Mehmet Ağar'a... Olayı iyi teşhis etmiş!