İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın "Dere yataklarındaki yerleşim istimlak edilecek" şeklindeki açıklamasını, bir vaat değil bir icraat programı şeklinde algılamak istiyorum.
Çünkü ben bir İstanbullu olarak, bir belediye başkanı bir şeyin yapılacağını açıkladığı zaman, bunun en kısa sürede yapıldığını gördüm.
İstanbul'da 42 tane derenin ve bunların 85 tane kolunun olduğunu Bedrettin Dalan öğretti kente. Bunların ıslah projeleri, o dönemde (1984-89) hazırlandı.
Sade Türkiye için değil, dünya ölçüsünde de büyük çevre projesi, o dönemde gerçekleşti. Haliç çevresindeki 622 fabrika, 400 bin işçisi ile kent dışına taşındı. Haliç ilk kez nefes almaya başladı.
Biz geçen yıl Barbaros Bulvarı'ndaki alt geçidin aylar boyu bitirilmediğini, trafikte bunalarak yaşadık.
Dalan döneminde, 1.5 yılda Sahil Yolu Dragos'a kadar tamamlandı. On bir ayda Tarlabaşı Bulvarı bitti.
Eğer Kadir Topbaş, gerçekten dere yataklarındaki yerleşime son vermeye kararlıysa, bunu başarabilir. Yeter ki, bunu yürekten benimsemiş ve yapacağına inanmış olsun.
İstanbul şanslı bir kent. İktidar da, bütün kaynakları ile İstanbul Belediyesi'nin yanında. Başbakan, İstanbul'un eski belediye başkanı. Sorunları ve darboğazları çok iyi biliyor.
Su, mutlaka hedefine varır. Bütün özellikleri ile en karmaşık akışkandır su. Eğer yatağında engel varsa ya onu yıkar, ya da aşar onu. Eğer ille de engellerseniz, durgun bir sivrisinek yetiştirme merkezi haline dönüşür.
Dere yataklarına paralel kolektörler yapmazsanız, ortaya kanalizasyon dereleri çıkar.
Şimdi icraat bekliyoruz Kadir Topbaş'tan.
Çok hızlı davranıp, hemen icraata başlaması şart. Çünkü yıllar da su gibi akıp gidiyor. Ve gündemde hep çaresizlikler kalıyor.