Birbirimizle didişmekten, bir anlamda siyasi ve ekonomik kaderimizi bağladığımız ama bize karşı haksızlıktan başka şey yapmayan kesimleri ve kurumları görmezden geliyoruz.
Bunlardan biri de Avrupa Birliği'nin burunlarının ucunu görmekten aciz siyasetçileri değil mi?
Düşünün ki bu yılın başına kadar, AB'nin Dönem Başkanlığı 1 Ocak 2013'te İrlanda'ya devredilinceye kadar Kıbrıs Rumlarınındı.
Hangi "Kıbrıs Rumları" demeyin?
Mevduat sahipleri saldırırsa korkusuyla bankalarını açamayan Kıbrıs Rumlarından söz ediyorum.
Özellikle Rusların kara paralarını aklamayı ekonomik faaliyet olarak benimseyen, AB'den 10 milyar euro kredi almak karşılığında bankalarındaki hesapların yüzde 40'ına el koyulacak olan Güney Kıbrıs bu...
Ve AB dönem başkanlıkları sırasında Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin Avrupa yolunu kesmek için mümkün olan her şeyi yapan Kıbrıs Rumları...
Hristofyas'ın marifetleri
Kıbrıs Rumlarının belki de gelmiş geçmiş en başarısız siyasetçisi olan ve görevinin sona erdiği 2013 Şubatına kadar izlediği politikalarla ülkeyi rezil bir iflasa taşıyan eski Cumhurbaşkanı Hristofyas, altı ay boyunca Avrupa Birliği'ni Türkiye karşıtlığına alet etti.
KKTC'nin AB ile ticaret yapmasını mümkün kılacak Ticaret Tüzüğü'nü bloke etti. Toplumlar arası barış görüşmelerini kilitledi.
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği sürecindeki gelişmeler bu dönemde donduruldu.
Avrupa Birliği'nin patronları, kara para cenneti Kıbrıs'ın göz göre göre gelen iflasını düşünmek yerine, Dönem Başkanları'nın Türkiye'yi ve Kıbrıslı Türkleri hedef alan kasıtlı tutumlarını sadece seyrettiler.
Artık akıllansalar bari...
Aynı şekilde gayrı safi milli hasılasından fazla borç alan ve bu borç paralarla tüm vatandaşlarına kıyak emeklilikler ya da devlet memurluğu dağıtan Yunanistan'ın iflasını da, kriz patlama noktasına gelene kadar sadece seyretmemişler miydi?
Evet... Biz birbirimizle didişirken Avrupa Birliği'nin bu ayıplı durumunu unuttuk.
Ulusal hedef olarak benimsediğimiz "AB'ye Tam Üyelik" yolunun kimler tarafından kesildiğini pek düşünmedik.
Dilerim başta Merkel olarak AB patronlarının hiç olmazsa bugünden sonra akılları başlarına gelir.
"Kıbrıs Krizi"nin Türkiye'nin AB yolundaki engeli olmaktan çıkarılması için artık karar alırlar.
Kıbrıslı Rumlara "Bankalardaki paralarınıza duyduğunuz kadar Ada'daki barış için de endişe duyun" derler. Gerek toplumlar arası görüşmelerdeki maddeler, gerekse Türkiye ile üyelik görüşmelerindeki fasıllar hızlı biçimde açılır.
