Antep ağzında "Adamın ağzını büzmesinden Ömer diyeceği belliydi" şeklinde bir deyiş vardır. Yeni bir yıla girerken bu deyişi, uluslararası arenaya uygulayabiliriz...
Türkiye Suriye'de, Libya'da ya da Akdeniz'de ne yaparsa yapsın Mısır'ın Sisi'sinin, Fransa'nın Macron'unun ve CHP'nin Kılıçdaroğlu'sunun ağızlarını büzmelerinden, "Ömer" diyecekleri belli oluyor. Bu arada İstanbul'un İmamoğlu'su da, Kanal İstanbul dolayısıyla ağzını iyice büzmeye başladı.

Gülümseyelim mi?
Biz yine de yeni bir yıla gülümseyerek girmeyi denemeliyiz.
Bu arada yılbaşındaki piyango çekilişinin sonucunu heyecanla bekleyenler için, artık klasikleşmiş piyango fıkrasını da bir kez daha hatırlatalım:
Adamın piyango biletine büyük ikramiye çıkmış. Ancak adamcağız hem yaşlı hem de kalp hastası olduğu için, çocukları bu haberi duyurmaktan korkuyorlarmış.
Sonunda bir kalp doktorunu görevlendirmişler. Bu doktor adama alıştıra alıştıra, piyangonun büyük ikramiyesini kazandığını duyuracakmış.

Zavallı doktor
Doktor adamın yatağının başucuna gelmiş. Adamın nabzını kontrol ettikten sonra sormuş, -Sizin biletinize piyangonun büyük ikramiyesi olan para çıksaydı ne yapardınız?
Adam gülümsemiş ve "Doktor böyle bir ikramiye bana çıksaydı, yarısını size verirdim" diye cevap vermiş. Bu cevap üzerine doktor kalp krizi geçirip vefat etmiş.

Nice yıllara...
2020 yılına gülümseyerek girmeyi mutlaka denemeliyiz. Ülkenin içeride ve dışarıda karşı karşıya olduğu sorunlar gerçekten büyüktür ama Türkiye'nin üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorun da gündemimizde değildir.
Mutlu ve başarılı bir yeni yıl diliyorum hepimize...