Oldum bittim "kentsel yaşam kalitesi" kavramını önemsiyorum. Sanıyorum bu kavramı; toplumsal, ekonomik ve çevre ekseninde, bütünlüklü değerlendirmek gerekir. "Kentsel yaşam kalitesi"nde; 'sağlık, güvenlik, hissedilen huzur duygusu' ve benzeri sözcükler öne çıkıyor. Elbette bu sözcükler yanında, kentlerde insanlara bu tabloyu farklı ölçülerde hissettiren en önemli faktör ise çevre. Yaşam kalitesinde "çevre" sözcüğü, doğal alanları ve insan eliyle yaratılmış; korunan, sürdürülebilir yeşil alanları içeriyor. İzmir de öncelikle doğal güzellikleri, kentin tarihsel miras değerinin günümüze belli ölçüde taşınan genetik yansıması, insanlarının özgürlükçü yanı ve yüksek aidiyet duygusu nedeniyle, "kentsel yaşam kalitesi" açısından Türkiye'nin önde gelen kentlerinden biri.

HAYALLERİ BÜYÜK TUTMAK
Dünyada gelişmiş ülkelerde aktif yeşil alan miktarının ortalama kabul gören standartı, bildiğim kadarıyla kişi başına 7 metrekare. Avrupa ortalamasına baktığımızda ise kişi başına düşen yeşil alan miktarı, rekor düzeyde: Tam 26 metrekare olarak belirlenmiş.
Türkiye'de bu orana yaklaşılamasa da, dünya standartlarını yakalayan ve üzerine çıkan kentler var. Ama "kentsel yaşam kalitesi yüksek" diye nitelediğimiz İzmir'de, son yıllarda çaba gösterilse de, kişi başına düşen yeşil alan miktarının 5 metrekare civarında olduğu vurgulanıyor. Yerel yönetimlerin şu an ve önümüzdeki dönemde, mutlaka bu oranı artırmak gibi derdi olmalı. Belki bu noktada kurulabilecek hayalleri, kentliler arasında da kışkırtmalıyız.
Bu nedenle en güzeli, somut örnekler vermek. Aktif yeşil alan üzerinden hesaplama yapıldığında, kişi başına düşen bu oran; Stockholm'de 87.5, Londra'da 78, Amsterdam'da 45.5, Roma'da ise 45.3 olarak belirlenmiş. Bu rakamları tüm kentlerimiz ve İzmir ile karşılaştırdığımızda, hayalleri çok büyük tutmak gerekli.

GİTTİK, GÖRDÜK VE YAZDIK
İzmir'in güzelim Karşıyaka ilçesini 'yeşil alan' konusunda şanslı buluyorum. Belediye Başkanı Cevat Durak'ın, bu konuda övgüye değer, çok özel bir çabası var.
Belediye elinde olan araziler 'rant' mantığı kenara bırakılarak, sürdürülebilir, korunabilir, halkın paylaşacağı yeşil alanlara dönüştürülüyor. Egeli Sabah'ın "GİTTİK GÖRDÜK" formatıyla yansıtacağı ilk "haber-izlenim" çalışmasına, Karşıyaka'da başladık. Ekibimizle birlikte "Gittik, Gördük..."
Karşıyaka'nın doğal şansı olan, ormanlık Yamanlar Dağı'nın zirvesinde, toplamı İzmir Fuarı kadar olan bir alan, doğal yapı tamamen korunarak, tek bir kaya yerinden oynatılmadan, tek bir ağaç kesilmeden, Karşıyaka ve İzmirliler'in kullanımına açılmak üzere doğal park şeklinde donatılmış, donatılmaya da devam ediliyor, edilecek.
Cevat Durak alkışlanacak bir işin başlangıcında, zor aşamaları geçmiş ve 430 dönümlük araziyi, bungalov evler, çadır kampı alanları, golf, tenis, futbol, yüzme başta olmak üzere spor ve sosyal tesislerle süsleyerek, kentliler için yeni cazibe merkezi yaratmış.

PİRİŞTİNA'YA VEFA MERKEZİ
Muhabirimiz Sezen Özsavrangil'in haberinde detayları okuyabilirsiniz. İki aşamalı projenin birinci bölümü bitmiş, hatta 2 Kasım'da da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açılacak.
Doğrusu çok etkileyici; inanılmaz güzel İzmir manzarası karşınızda, ormanlık alanın ortasında, doğayla kucak kucağa, kentlilerin keyif alarak yararlanacakları bir proje. Yamanlar'dan keyif alarak indikten sonra, Cevat Durak'ın yaptığı bazı işlerin bir bölümüne de gezimizde tanık olduk.
Yine 2 Kasım'da açılışı yapılacak Ahmet Taner Kışlalı Rekreasyon Alanı, kent içinde korunarak kullanılacak, aktif yeşil alanlara bir örnek teşkil edecektir. Gördüğümüz çok sayıda güzelliğin yanında, önümüzdeki aylarda hizmete açılacak Ahmet Piriştina Kültür Merkezi beni çok duygulandırdı.
Değerli ağabeyimiz, İzmir'in sevgili Başkanı rahmetli Ahmet Piriştina, eminim kendisi adına yaratılan ve onun kültür sanata değer veren kişiliği ile bütünleşen bu güzelliği, sonsuzluktan görebilseydi, çok mutlu olurdu.
Bu arada Karşıyaka'da yapılan ve hizmette olan Opera Binası'nı görmek bir türlü kısmet olmamıştı. İşlevlerini dört dörtlük üreten, sokak arasındaki, Opera Binası da, beni heyecanlandırdı. Kendimi Avrupa'nın önemli kültür kentlerinden birinde dolaşıyormuş gibi hissettim.
Ne diyelim, içtenlikle kutlayalım Cevat Durak'ı...