Kendi değerleriyle değişen, hem siyaseti izleyip, hem de gündelik siyasetin içinde olmayan yeni bir gençlik tablosu var. Doksan kuşağı gençliği. İşte bu köşede Gezi Parkı'ndaki o gençleri anlamanın ve onların tepkisini; olumlu, samimi noktadan iyi okumanın önemine değinmiştik. Bu konuda yapılmış ilk araştırmanın sonuçlarını da değerlendirmiştik.
Konda'nın 4 bin 411 kişilik yeni araştırması da, göstericilerin yaş ortalamasının 28 olduğunu gösteriyor. Araştırma sonucunda, gençlik önce 'özgürlük' diyor. Parktakilerin yüzde 93.6'sı, orada hiçbir grubu temsilen bulunmadığını, sade vatandaş kimliği taşıdığını belirtiyor.
Hiçbir siyasi partiye üye olmayanların oranı ise yüzde 79. Katılımcıların neredeyse yüzde 90'ı, oyu konusunda kararsız ya da oy vermek niyetinde değil.
İZMİR'DE DE BENZER BİR TABLO
Benzeri bir araştırma İzmir'de Gezi Parkı'ndakileri destekleyen Gündoğdu Meydanı'ndaki gençler arasında da yapıldı. Araştırma, Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Funda Barbaros, Doç. Dr. Meneviş Uzbay, Akın Erdoğan ve Özge Erdölek tarafından gerçekleştirildi. 236 kişi arasında yapılan araştırmanın özet verileri, İzmir'de de İstanbul benzeri bir tablo olduğunu ortaya koyuyor. Burada da 'özgürlük' kavramı öne çıkıyor.
Katılımcıların büyük bir bölümü, siyasete ilgili ama tamamen gündelik siyasetin dışında. Gösterilere bir grubu temsilen katılmıyorlar. Zaten araştırmayı yapan akademisyenlerin değerlendirmeleri de bu yönde. Onlar da özetle, şöyle bir yorum yapıyorlar:
"Katılımcılar, öncelikle gençler ve halkın farklı kesimlerinden insanlar, siyasi partilerden ve örgütlerden bağımsız durumdalar. Büyük bir çoğunluk, askeri vesayete karşı bir duruş sergiliyor. Tablo, toplumun 12 Eylül askeri darbesi etkilerinden tamamen kurtularak, kendisi ve ait olduğu dünyaya ilişkin, konuşmaya ve talep etmeye başlamış olduğunu gösteriyor."
Bu değerlendirmeyi önemsiyorum. Aslında hem AK Parti, hem CHP, hem MHP, hem de diğer siyasi partilerin tümü, gençlerin bu noktadaki çıkışlarını iyi okursa; Türkiye daha olgun, daha gelişmiş bir demokrasiye doğru yeni adımlar atacaktır. Umarız bu eğilimlerin öne çıkışı, barış ve kardeşlik tablosunda, herkesin birbirini daha iyi anladığı bir Türkiye için vesile olacaktır.
