Kutuplaşma.
Sertlik.
Yıkıcılık.
Uçlara savrulma.
Kırgınlık.
Çekişme. Ve benzeri başlıklar.
Tümü, Türk siyasetinin, yerelden ulusala kadar ulaştığı, üzücü noktayı özetliyor.
Kimseye, özellikle de siyasetçilere, akıl vermek bizim boyumuzu aşar.
Ama artık siyasette, yukardaki kavramların yerini; yeni, kesinlikle daha iyi niyetli bir üslup almalı.
Belli ki, bembeyaz bir sayfa açamayacağız.
Açacağımızı söyleyen, doğruyu söylemiş olmaz. Eksik kalır.
Evet, beyaz bir sayfa açamasak bile, yeni bir sayfa açabiliriz.
Türk siyasetinin yeni bir üslup çizgisinde, yeni bir sayfaya ihtiyacı var.
Benzeri bir yaklaşımı Kemal Derviş'in yeni yayınlanan bir yazısında kaleme aldıklarında okudum.
Derviş'in sağduyusuna bir kez daha saygı duydum.
Geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul Milletvekili olan ve halen ABD'deki düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü'nün Başkan Yardımcılığını yürüten Kemal Derviş'e göre, Türkiye'nin demokratik ve ekonomik açıdan, başarılı bir ülke olarak belirmesi için, üç şeye ihtiyaç var:
"AK Parti gerçekten demokratik bir muhafazakâr parti olmalı.
CHP merkez solda Avrupalı bir sosyal demokrat parti olmalı.
Liberal bir toplumun ve hukukun üstünlüğünün savunucusu olmalı.
Büyük oranda laik Kürtlerden destek alan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) de, Türkiye'nin Kürtlerinin müreffeh olacakları ve demokratik bir ülkede barış içinde yaşayacakları bir geleceği hedeflemeli.
" Belli ki Türkiye'de konuştuğumuz her konuya, uzaktan ve dışarıdan, daha objektif yaklaşılabiliyor.
Derviş'in yaklaşımı, soğukkanlı, demokratça, sağduyulu.
Bu ülkede barış ve kardeşlik ortamında, hep birlikte yaşamak amacındaysak, sağduyu hepimiz için gerekli.