İran'ın Zilzal füzeleri, 155.
Tugay'ın bulunduğu Kalemun Dağı'ndaki rampalara nakledildi.
Füzelere kimyasal başlık takıldı.
19 Ağustos'ta muhaliflere doğru ateşlendiler…
20 Ağustos'ta çatışmalar şiddetlendi...
Gece yarısı 155. Tugayın hava saldırıları durdu.
Bu kez helikopterler devreye girdi...
Ve Guta'da yaşayanların üzerine ölüm kustular.

155. Tugay Komutanı Manaf, helikopterlere Sarin gazı yüklemişti.
Sarin, renksiz bir sıvıdır.
Buharı da sıvısı gibi renksizdir.
Son derece de öldürücüdür.
Renksiz ve kokusuz olduğu için gazın sezilmesi ve teşhisi zordur.

Bu gaz sinir sistemini bozar, anında felç eder.
Bir damlası bile can almaya yeter.
Esed'in 155. Tugay'ı, insanlığını unutarak Doğu Guta'ya tonlarca sarin gazı attı.
Bebeler uykuda ölürken Tugay Komutanı Manaf, "Şimdi görürler günlerini" diyordu.
Hitler'den farkı yoktu.

Esed'in istediği olmuş, sabah Şam yakınlarındaki Guta'da yaşayanlar ölmüştü.
Dünya dehşete düştü.
İnsanların uykuda olduğu bir saatte düzenlenen saldırıda, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 1700'den fazla kişi nefes alamadı, 10 dakikada da öldü…
Kuşatma altındaki bölgeden hala ölüm haberleri geliyor.
Tugay Komutanının neşesi yerine gelmişti.
"Bu size iyi bir ders oldu" diyerek uyumak için yatağına girdi.

Yüzlerce bebek kefenlenmişti.
Hepsi yanyana dizilmişti.
Sanki uyuyorlardı.
Sıra sıra dizilmiş ölü bebeklere yüreği olan herkes ağladı.
Ama Rusya, İran, İsrail, İngiltere ve diğerleri hariç.
Timsah gözyaşı bile dökmediler.
İçimizdeki Esed yanlıları da farklı değildi.
Hala sessizler.
Hatta 'O yapmamıştır,' diyen bile var.

Ve gazeteler, Başta yumrukçunun 'Yurt'u, sonra Sözcü, Hürriyet, Aydınlık, Sol, Cumhuriyet gibi mangalda kül bırakmayan mevkuteler sarin gazından zehirlenen binlerce bebeyi insan yerine koymadı.
Onların hesabı başka…
Yurt Gazetesi, hala polisin biber gazı, Ergenekoncu Merdan Yanardağ ve yumrukçu hemşerisiyle ilgileniyor.

Ey, iki ağaç için dünyayı ayağa kaldıran 'Gezi' zekalılar, nerdesiniz?
Çapulcu takımı ya sizler?
Niye çıtınız çıkmıyor şimdi?
Nasıl insansınız be!..
İkinci Dünya Savaşı'nda o gazı icat eden Alman Kimyager Gerhad Schrader'in bile mezarda kemikleri sızladı.
Bu manzaraya o bile ağlardı.
Ya siz...
Mısır'da, Suriye'de diktatörlerin katlettiği yüz binlere nasıl duyarsız kaldınız?
İki ağaç için yırtmadık yeriniz kalmadı.
Sokakları da yaktınız, Sabahlara kadar tencere tava çaldınız.
Şimdi niye sus pussunuz?

İP'çi Perinçek'in yeni tezgahı seçimlerde güç birliği yapmakmış.
Güya CE HA PE, ME HA PE ve İP ile diğer ulusalcılar el ele verecek ve 29 Mart'ta AK Parti'yi sandığa gömecek!
Hesap, kitap bu…
Mehmet Haberal Ankara'dan Adana'ya boşuna gitmedi yani…
Bunlar Guta'da, Suriye'de ve Mısır'daki katliamlara niye kulaklarını tıkadı dersiniz!