Mesele AK Parti meselesi değil.
Mesele ülke meselesi…
Obama, Erdoğan'ın telefonlarına çıkmıyormuş…
Önemli bir bilgi…
Fakat rahatsız edici.
O Coni benim Başbakanımın telefonuna nasıl çıkmaz?

Peki haber doğru mu?
"Bir internet sitesi yazmış."
Kaynak…
"Aydınlık gazetesi…"
Yaa…
Güya Pentagon'un bir danışmanı, Aydınlık gazetesine konuşmuş ve Obama'nın, Başbakanımızın telefonlarına çıkmadığını söylemiş.
Hah hah haa!

İtin biri de "Erdoğan gidici mi?" diye soruyor yazısında.
Aslında "Ah keşke gitse" demek istiyor lavuk.
İçindekini seslendiriyor…
Sorusuna yine kendi cevap veriyor.
"Gitmez" diyor it.
Pislik saçan yazısına uyduruk bir atasözüyle başlıyor.
"Bağa imam gireceğine domuz girsin" Lafa bak beri gel.
Ne demek ulan!
Böyle bir atasözü var mı?
Google'a baktım yok…
Demek ki yavşak uydurmuş.

Devam ediyor pislik: "İmam bağa girmiş, yediği önünde, yemediği ardında. Devlet malı deniz, yemeyen domuz" İt oğlu it alışmış logoroya, Herkesi kendi gibi avantacı sanıyor.
Kıskandığı için b.k atıyor.
Devam ediyor.
"Seçim öncesi halka çay, şeker makarna veya Dersim'de olduğu gibi köylüye çamaşır makinesi, buzdolabı vererek oylarını artırır" Seni Allah ıslah etsin vicdansız herif.

Sadece işbirlikçi basın değil, Yabancı basın da koro halinde Başbakan Erdoğan'a saldırıyor.
Mesela The Economist.
Çakal sürüsü gibi hergün Erdoğan'a ve Türkiye'ye havlayıp duruyor.
AB'ye üye olamayacağımızı yazıp çiziyor.
Ayrıca 'darbe' çığırtkanlığı yapıyor:
"Başka bir dönem olsaydı, tanklar şimdi Ankara ve İstanbul sokaklarında olurdu" diyerek yol gösteriyor…

İçeriden ve dışarıdan yapılan saldırılarla Türk ekonomisine verilen zarar 100 milyar doları aştı…
Türk halkı 30 Mart'ta 'istikrar' için, Büyümeye devam için, Barış için sandığa gidecek.
Barıştan vazgeçmediklerini yedi düvele verecekleri oyla ilan edecek…
Vatandaş, esas meselenin AK Parti meselesi olmadığını, bunun ülke meselesi olduğunu çok iyi biliyor yani.