Ey Kemal efendi, Ey Perinçek, Ey AMK'nın Sözcü'sü, Ey Yurt'un sahibi Durdu, Ey Aydın Doğan, Ey romantik yazar, Ey malum medya leşkerleri, Ey müzmin muhalif Çölaşan, O vahşet kareleri yüreğinizi hiç mi sızlatmadı?
Sanırım öyle.
Ey Ece isimli vicdansız kız, Esad'ın sarayında zafer işareti yapan Ömer efendi,
Ya sen?
O karelere bakınca yine zafer işareti mi yaptın?
Ey KK şimdi Allah için söyle bakalım, gerçek diktatör kim?

Şam'da Esad'ın sarayına giden,
Ona daha çok can alması için adeta destek veren CHP milletvekilleri Hasan Akgöl, Mevlüt Dudu, Şafak Pavey, Aytuğ Atıcı, Refik Eryılmaz…
El Muhaberat'ın adamı, dahası Reyhanlı katliamının sorumlusu Ebu Firas aracılığıyla Esad'la görüşen CHP'nin vicdanlı(!) ekibi, içiniz 'cız' etmedi değil mi?
Sizin vicdanınız yok mu?

Ey Kemal Kılıçdaroğlu, Brüksel ziyaretin sırasında Başbakan Erdoğan ile Suriye'nin diktatörünü nasıl bir tutabildin…
"Esad ile Erdoğan arasında ton farkı var" şeklindeki zırvalarına tepki gösteren Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda'nın, "Görüşemeyiz"
fırçası seni utandırmadı mı?
Cidden merak ediyorum, Suriye'deki katliamlara nasıl kayıtsız kalabildin?

Sevgili okurlar, Gördüğünüz gibi CHP böyle bir zihniyetin eline düştü…
Yalan, dolan, iftira ve katili korumaktan başka söyleyecek sözleri yok.
İnsan kasabı Esad'ın sırtını sıvazlamaya devam ediyorlar.
Seçim umudunu da paralel yapının tezgahına bağladılar…
CHP'nin başına nasıl kasetle gelmişlerse şimdi de 'rüşvet'
kılıfına sokulmuş darbeyle başbakan olmayı hayal ediyorlar.

Şafak Pavey, Sen ızdırap yaşamış, acı çekmiş bir anasın…
O fotoğraf karelerine hala niye sessiz kalıyorsun?
Yoksa sen de arkadaşların gibi fotoğrafları uyduruk mu buldun?
Esad'a desteğin sürüyor mu?
İnsan olarak merak ettim de…