Yaptığınız gazeteciliğin içine tüküreyim…
Nedir bu ya!..
Gazeteci misiniz yoksa tetikçi mi?
Dingonun ahırına çevirdiniz memleketi…
Aklınıza gelen her şeyi nasıl yazarsınız?
Bu mudur yani?

Durdu'nun gazetesi Yurt'un Başbakan Erdoğan için attığı manşetlere bakın; 'Çankaya'ya değil Bakırköy'e' Dün de, 'Vagon oldular' İnsan bu hakaretleri sokaktaki birine yapsa adama gününü gösterirler.
Başbakanı 'deli' yerine koymak gazetecilik mi?
İyi sabır var Erdoğan'da.
Başbakan için hemen her gün hakaret dolu manşetler atacaksın, Sonra da ona 'diktatör' diyeceksin…
Ulan bu nasıl diktatör?

Durdu kime yağ çekiyor?
Darbecinin torunu Metin Feyzioğlu'na…
Yani testereli cinayetin avukatına…
Vardır bir hesabı.
Münevver Karabulut'un acı içindeki babası, Feyzioğlu için, 'yüz karası' diyor.
Adamın yüreği yanıyor.
Darbeci torun Danıştay kürsüsünden Berkin Elvan'ın ismini zikrediyor ama terör örgütü DHKPC'nin katlettiği Giresunlu Burakcan'ın adını anmıyor.
Niye?
Hani adil biriydi?
Berkin insan da Burakcan neydi?

Neyse Kim bu Durdu Özbolat?
Biraz da ona bakalım.
Daha 1962 doğumlu…
Benden epey genç.
Lise mezunu bir arkadaş.
Çankaya Belediyesi'nde meclis üyeliği yaptı.
Sonra ona Allah 'yürü ya kulum' dedi.
Alaattin'in lambası elindeydi.

'Meclis üyeliği verimlidir' Öyle derler…
Durdu'nun işleri iyi gitti.
Sonra holdingleşti.
Büyük servet yaptı.
Kolej işinden gıda ve turizme, enerjiye kadar 20'nin üzerinde şirketi var…
'Yurt' gazetesiyle de medya sektörüne girdi.
Patron oldu…

Belediyecilik tatlı gelmiş olmalı ki yerel seçimlerde mebusluğu bırakıp Çankaya'dan başkanlığa soyundu…
Gazetesini bu amaçla kullandı.
Hatta KK'ya bile çöktü…
Aday yapılmayınca kızdı.
Kolay kızar bilirim!

Yurt gazetesi ilk günden beri Başbakan'a çakıyor.
Uludere'deki olayla ilgili de ağır manşetler atmıştı.
Ben de eleştirmiştim.
"Vur emri Başbakan'dan" başlığı provokasyon kokuyordu çünkü.
Başbakan barış istiyor, hatta siyasi risk alıyor, onlar ise bu tür haberlerle barışı engellemeye çalışıyordu..

O gün aradı. "Ulan sana mı soracağım atacağım manşeti" dedi Yurt'un taze patronu.
"Estağfurullah" dedim.
Nezaketimi bozmadım,
Epey ileri geri konuştu.
Sonra Oflu damarım tuttu.
Koyverdim kendimi.
Kızı bir e-posta gönderince sustum.
Bizim de evladımız var.
Çocukların üzülmesine dayanamam…

Özbolat CHP milletvekilidir.
Eski adamı Ömer Ödemiş'i, Suriye'nin diktatörüne röportaj için çok gönderdi.
Yüz binlerce insanın katiline destek verdi.
Son dönemde de paralelcilerin tepe tepe kullandığı gazetesi, şimdi ihanet şebekesi gibi çalışmaya başladı.
Erdoğan'a manşetler üzerinden küfür üstüne küfür, hakaret üstüne hakaret yağdırıyor.
Tıpkı refiki, vergi yüzsüzü AMK'nın Sözcü'sü gibi.

Malum gazeteler her gün insana "Bu nasıl basın özgürlüğü" dedirten başlıklar atıyor.
Bugün biraz olsun söz konusu paçavraları çıkaranların gerçek yüzünü aralamaya çalıştım.
Tabii gerisi de gelecek.